
29 Nisan 2009 Çarşamba
QTM #3
28 Nisan 2009 Salı
Melekler sozunu tuttu...



27 Nisan 2009 Pazartesi
Fener'de Yanal sesleri...

Oteden beri Fenerbahce'ye olan ilgisini saklamayan ve cogu Fenerbahce taraftarinin da olumlu baktigi bir isim olan Ersun Yanal, Yeni Salihlispor ile baslayan Teknik Direktorluk macerasinda basamaklari hizla tirmanirken, calistirdigi takimlarin gerek basindayken gerekse de bu takimlardan ayrilirken hep iz birakan bir isim oldu. Denizlispor, Ankaragucu, Genclerbirligi derken Ulusal takimin teknik direktorlugune kadar yukseldi. Ulusal takimin basinda toplam 9 maca cikan ve bu maclarda 4 galibiyet, 4 berabelik ve 1 maglubiyet alan Yanal, malum sahsin lobi faaliyetleri karsisinda Ulusal takima istedigi futbol mantalitesini yerlestirmesine firsat bile verilmeden kendisini Vestel Manisaspor'un basinda buldu. Belki de Teknik Direktorluk yasantisinin en kotu 2 senesini gecirdigi Manisa'dan sonraki duragi ise sabirsizliklar baskenti Trabzon oldu. Buradaki macerasi da bugun itibariyle son bulmus durumda ve futbolda yonetimsel ve sportif basari anlaminda son yillardaki en buhranli donemlerinden birini yasayan Fenerbahce icin muhtemel adaylardan birisi olarak ister istemez one cikiyor Ersun Yanal...
Yarindan itibaren sikca QTM'de gormeye baslayacagimiz manset iste yukarida, anketimiz ise sag ust kosede...Soru ise basit "Ersun Yanal'i Fenerbahce'nin basinda gormek ister misiniz?", anket 2 hafta boyunca acik, oylarinizi bekler...
Gecmis Olsun...
Bu sefer de olmadi...Milli takimi topla, yetmesin WNBA'in en iyi oyunculari arasinda gosterilen Seimone Augustus'u getir, ustune ezeli rakibinin kocunu sezon ortasi ayartmaya calis, onu da yuzune gozune bulastir, don dolas careyi takimin basina yine liseli getirmekte bul, arada Avrupa'da 2.sinif bir kupa alip kendini Avrupa Sampiyonu ilan et, Turkiye Kupasi'nda dersini al pardon ya da alma, play-off'ta kendi sahanda 1 mac kazan hemen bir sonraki mac oncesi ucan kacan demecler ver...Olmuyor olmuyor, sonuc yine degismiyor...
Evet bildiniz cevap yine D) şıkkı...ve birkez daha gecmis olsun Galatasaray...
Alma Zico'nun Ahını...
26 Nisan 2009 Pazar
Alma Kezman'in ahini...
Yagmur Adam Lofton...

1986 dogumlu Lofton'un Kolej yillarinda ulastigi 3 sayilik isabet sayisiyla okulunda bu alanda Allan Houston’a ait olan rekoru kirdigini ogrendigimde aklima ilk gelen soru neden Lofton'un NBA'de bir kariyeri degil de Avrupa'yi tercih ettigi oldu? Cevabini da cok gecmeden ogrendim, kolej yillarinda yakalandigi testis kanseri ve sonrasinda devam eden surecte yasadiklari Lofton'un kariyer basamaklarinda tokezlemesine yol acmisti. Kanserle olan mucadelesinden galip cikan Lofton ulkemizde halen Mersin Buyuksehir Belediye formasini giyiyor ve gosterdigi performansla Mersinli basketbolseverlere gercek bir basketbol ziyafeti sunmaya devam ediyor. Ancak gorunuse bakilirsa yakin zaman icerisinde kendisini Avrupa'nin onemli takimlarindan birinin formasini giyiyorken gormemiz pek surpriz olmayacak...
28. Haftanin Oyuncusu...

25 Nisan 2009 Cumartesi
Diktatorya...

Bir tarafta daha ilk ceyrekten "Yonetim istifa" diye bagiran, macin sonlarina dogru kendilerini protesto edenlerin uzerlerine saldiran bir guruh; bir tarafta degme diktatorlere tas cikartan eylemlerine her gun yenisini ekleyen, resmi siteyi kendi kisisel sitesi gibi kullanan bir kulup baskani...Soyleyecek soz bulamiyorum gercekten...
Fenerbahce adini kisisel cikarlarina alet eden her kimse ona lanet okumaktan baska birsey de gelmiyor suan icin elimden...
P.S. Son zamanlarda hicbir mactan bu kadar keyif almamistim, fotolar elime gectikten sonra gunubirlik derbi turuyla ilgili ayrintilari yazarim. Bu arada mac sirasinda gelen mesajlardan ve telefonlardan anladigim kadariyla Mrsic'in 2 uclugunden sonra Nu resim tadinda ekranlara da yansimisiz...
22 Nisan 2009 Çarşamba
21 Nisan 2009 Salı
Jan De Brandt...

19 Nisan 2009 Pazar
27. Haftanin Oyuncusu...

Cumartesi gunu Ankara'da Ankaraspor'la oynadigimiz ve maglubiyetle kapattigimiz bitsin artik bu cile dedirten karsilamanin oyuncusu anketinde ise isimiz daha kolay olacak.
17 Nisan 2009 Cuma
World Snooker Championship 2009

Muhteşem Tesisleri II
Sucuğu da o kadar beğendik ki bir kangal aldık hazır evde de yokken. Ama bir kangal dedikleri tam 1 kilo imiş. Müthiş lezzetli ama normalden de fazla kokuyor bu dövme sucuk dedikleri. Ballı gözlemeye de diyecek lafım yok. Ben gayet beğendim.
Sağolasın Tarjeta, sayende bir yol üstü lokantası daha eklemiş olduk listeye.
Hayde Bre Efeler!

Pazar: Bir Ticaret Masalı

her aksam votka, raki ve sarap
ictikce delirir insan olur harap
kurtar beni bundan ne olursun ya rab
bitsin artik bu korkunc serap serap
bittim ben aaah
dusunmekten
yoruldum aaah
hep sevmekten
Genco Erkal'ın da filmde oynadığını eklemeyi unutmayalım.
Not: Altın Portakal Film Festivali'nin ödül töreni sırasında Tuncel Kurtiz'in Karacaoğlan'dan bir türkü söylediği kısmı bulup izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Ödül töreni sırasında bir bayan tercüman her söyleneni anında yabancı konuklara tercüme etmektedir. Arada bir tercüme sırasında karışıklıklar olur. Tuncel Abi, bir ara hiciv yeteneğini kullanır ve tercümana 'herşeyi İngilizce'ye çeviriyorsun, bir de bunu tercüme et de göreyim' tarzında birşeyler söyler ve Karacaoğlan'dan türküyü patlatıverir.
Not: Film Ankara'da Büyülüfener ve Kızılırmak Sinemalarında oynuyor. Dün akşam Kızılırmak Sineması'nda filmi izleyen sadece üç kişiydik maalesef.
15 Nisan 2009 Çarşamba
14 Nisan 2009 Salı
Fenerbahce SPOR Kulubu...


Pazar gunku derbiden sonra Galatasaray'i bugun 2 macta da maglup ederek bir bransta kupaya otekinde ise finale ulasmak daha bir keyifli oldu. Simdi sirada sampiyonluk kupalari var, Erkek voleybolcularin finaldeki rakibi I.B.B, bayan voleybolcularin rakibi ise cok buyuk ihtimalle Turk Telekom karsisinda seride 2-1 onde olan Eczacibasi Zentiva olacak. Ozellikle Sari Meleklerin, Eczaci karsisinda yillardir devam eden sanssizligimizi bu seride taraftarin da destegiyle kirmasi ve gectigimiz senelerde ellerimize kadar gelen sampiyonluk kupasina bu sene uzanmasini cok istiyorum, umalim ki bu sefer madalya toreninde kizlarimizin gozyaslari sevincten dokulsun...
26. Haftanin Oyuncusu...

Kullanilan toplam 32 oyun yarisini alan Guiza, Eskisehirspor macinin oyuncusu secilirken, Guiza'yi 11 oy alan Roberto Carlos izledi. Pazar gunku olayli derbi icin macin oyuncusu anketimiz yasananlarin sogumasini takiben sag ust kosede yerini aliyor. Haydi kolay gelsin...
13 Nisan 2009 Pazartesi
Teşekkürler Grbiç

11 Nisan 2009 Cumartesi
Sevdan Olmasa

Sevdan olmasa o kadar kilometre yapmaz, bu denli duman almaz , çok benzin de yakmazdım. Ben de her insan evladı gibi afili rüyalar görür, rüyalarını paylaşanlardan olurdum... Sevgili ile fikstürüne bakmadan planlayabilirdim haftasonlarını. Ligtv'li mekanları araştırmaz, hedefi şaşırmıssam garsonlara çaktırmadan maç sonucu sormazdım. Sevinçli verilen mağlubiyet haberlerine sinir olmaz, "maçı bile izlemeyen kofti taraftar" yerine de konulmazdım...
Sevdan olmasa... içinde oyunun kırıntısı bulunan filmleri kovalamak yerine Lars von Trier'ı , Fellini'yi beğenebilir, hatta Trufo'dan keyif alabilecek kıvama bile gelebilirdim ; yerini, yurdunu bilmediğim tiyatro salonlarına koşar , 3 perdelik bir oyunu sıkılmadan izler , Brecht'in sistem karşıtlığı üzerine ahkam keserdim , gerekirse Godot'yu bile beklerdim... 1 Mayıs'larda utanmaz, olmayan bir devrimci futbol çizgisi üzerinde şaşmadan yürümeye çalışmazdım... Paşaların mı , halkın mı takımısın bilinmez ama sevdan olmasa, ben emekçi kardeşlerimi, simitçi, çırak, boyacı, köfteci kardeşlerimi tanımaz, kardeşim de saymaz , sınıfsal bilince, sınıfsız geleceğe eremezdim... Hakkında yazılmış ve de basılmış her satırı takip edebilmek için para harcamaz; hakem eskilerinin , zirzop spikerlerin kitaplarını almaz; kasanın önünde kolumun altında Fikret Başkaya kitaplarımla daha bir güvenli , entel olmadı asi dururdum... Sırf benziyorsun diye Ankaralı renkdaşına gönlümü vermez, ikinci yüzyıla hazırlanmaz , "bıraktık işi gücü, saldır Ankaragücü" kafasına gelemezdim... Sarı'yı, Lacivert'i renk bilir, böylesine tapmaz kesme işaretleri de kullanmazdım... Benim de rengarenk bir gardrobum, yasak olmayan hediyelerim, sınırsız renk seçeneklerim olurdu... Delinmemiş duvarlar, meşale yakılmamış evler, geri alınmış kira depozitlerim olurdu... En ucuz biralarla, en fena gobitlerle, yurdumun her köşesinden el değmiş tükürük köfteleri ile yıpranmamış bir mide de benimdi...
Sevdan olmasa ben de şarkı sözleri ezberleyebilir, ama melodileri bu kadar aklımda tutamazdım zira her bir tınıyı uğruna beste yapmak için almışım hafızama. Müzikte tavır nedir, nota nedir bilir ama 50 bin kişi nasıl detone olmadan şarkı söyler, nasıl sadece bağırarak dünyanın en güzel sesini çıkarır, nasıl aynı anda zıplayıp aynı anda yere iner akıl sır erdiremezdim... Ezeli rakibinle yapacağın maç öncesi, deplasmana koşmaz; samiyen'de, inönü'de atmosferi solumak için study trip yapmazdım.
Sevdan olmasa "tesadüfen" yaşadığım pazartesi kavgalarım, haftasonu yalanlarım olmazdı. Ortaöğretim devamsızlıklarım dengeli dağılır, pazartesileri okula giderdim.. Sabah evden ekmek almaya çıkıp senle buluşmaz, anne babadan izin faslını geçmek için bütün hafta tek simit almadan para biriktirmezdim. Kumaş makası ve pazar dergileriyle konfeti hazırlamaz, Gençlik Parkı’yla, Arjantin 78’le yaşım geldiğinde tanışırdım…
Sevdan olmasa, kaçırılacak bir sezon sonu için hayıflanmaz, eşle dostla da böyle yazılar yazmadan adam gibi vedalaşırdım…
Eylül’de görüşmek üzere dostlar…
10 Nisan 2009 Cuma
Derbi Havası - 2
Bir de yurtlar kapalıyken gelirdik biz İstanbullara. Haftalar önceden başlardı ki bir bilet telaşı. Sabah 9'da taşlananlar, sarı kırmızı kovalayanlar olurdu. Bir yardımlaşma ki imece usulü, gerek bilet alırken gerek stada girerken. En önce o göğüsledi ipi misali. Ama hep yanyanaydık, omuz omuza. Johnson'la koyarken de, her hafta 500'lerle boynu bükük dönerken de...
Bu hafta yine yanyana olacağız umarım. Ve bu kez yine iyiler kazanacak, küçük gecelerimizde olduğu gibi. Belki bizi daha bir sıkılaştıracak bir mağlubiyet, belki de 5 gollü bir galibiyet... Fark eder mi? Paylaştıktan, paylaşabildikten sonra...
Ve formalarınızla indiğinizde Bebek'e, Aşiyan'a, bir gese maçı öncesi, hangi vapur sizi selamlamadan geçebilir ki?
Not: Yazı, HoAmca tarafından evvel zaman içinde kaleme alınmıştır. Affına sığınarak aynen yayınlıyorum.
9 Nisan 2009 Perşembe
7 Nisan 2009 Salı
Derbi havasi...
2 takimin bu seneki performanslarini "al birini vur otekine" diyerek aciklamak belki de en dogrusu ama sartlar ne olursa olsun pazar gunu Ali Sami Yen, sari-lacivert cubuklu ve sari-kirmizi parcalinin ezeli kapismasina birkez daha sahne olacak...Yavastan havaya girmek lazim...
Arkas'i yarin...
Yari final serisinde durum 2-0'a geldi...Ceyrek finalde Halkbank'i supurmustuk, yarin Arkas'i birkez daha yenersek, Play-off'larda namaglup olarak Final'deki rakibimizi beklemeye basliyoruz...Haydi Fener...
6 Nisan 2009 Pazartesi
Bol raki, az biber gazi...



QTM #2
25. Haftanin Oyuncusu...

Lugano'yla birlikte bu kosenin gediklilerinden Alex De Souza'nin sakatligi ve yine kart cezasi nedeniyle Emre Belozoglu'nun forma giyemedigi Eskisehirspor macinin anketi her zamanki yerinde derbi gunune kadar oylarinizi bekliyor.
3 Nisan 2009 Cuma
Geleneksel Hamam Günleri
Hamam önünde buluşma saati 13'tü. Ancak, HoAmca, ben ve Tosun hamama çok uzak olmayan 19 Mayıs Stadyumu yanında amatör küme maçlarının yapıldığı toz toprak sahalar yerine sentetik çim döşenen sahalarda saat 11'de buluştuk. Amaç gençleri izlemekti hamam sefasından önce. Ben, HoAmca kadar takip etmiyordum Amatör küme maçlarını. Ama kendisi bu haftasonu yükselme grubunun başladığını ve güzel maçlar olacağını dipnot olarak verdi buluşma öncesi.
Gelemeyenler lafım size, 2.Geleneksel Hamam Günlerinde sizleri de aramızda görmek isteriz.
2 Nisan 2009 Perşembe
Milli Takım Forması Giymek Ciddi Bir İştir...
