31 Ağustos 2010 Salı

RoKa Fantezi Futbol Ligi - 3. Hafta Sonuçları

Ligde 3. hafta da geride kalırken geçen sezonun şampiyonu Bursaspor 3’te 3 yaparak milli maç arasından önce liderliğe oturdu. Bursaspor’u birer beraberlikle Trabzonspor ve Kayserispor takip ediyor. Aslında bu hafta hem Kayserispor’un hem de Trabzonspor’un galip geleceğini düşünmüştüm ama rakipleri Ankaragücü ve Antalyaspor buna izin vermediler.

Haftanın açılış gününde Ankaragücü ile Kayserispor 1-1 berabere kalırken, benim için bir başka hayal kırıklığı olan Gaziantepspor ise kendi evinde Konyaspor’dan beraberliği son dakikalardaki yalandan penaltı ile kurtarabildi, 2-2. Vittek ve Sestak’ın yokluğunda Ankaragücü’nü kurtarabilecek tek eleman, Sapara görevini yaptı ve Ankaragücü’nü mağlup olmaktan kurtardı. Kayserispor ise Zalayeta ile gol yollarında daha etkili olacaktır önümüzdeki haftalarda. Konyaspor’u hala başından sonuna kadar izleyebilmiş değilim ama 2 haftadır beni şaşırtıyorlar. Düşündüğüm kadar boş değiller sanırım. Ki Montona’nın da takıma katılması ve katılır katılmaz topu filelere asmasıyla daha da bir güçlendiler. Antep ise anlamadığım şekilde etkisiz oynuyor. Bunu Tolunay’a bağlıyorum biraz. Hala ilk 11’ini ve sistemini tam olarak belirleyememiş, kafasında oturtamamış gibi geliyor.

Kayserispor’dan S.Kesimal, Ankaragücü’nden Mehmet Çakır, Antep’ten Mehmet Yılmaz ve Julio Cesar ve Konya’dan Montona ve Emre Toraman attıkları gollerle hem takımlarına hem de kendilerine ilk 11’de yer veren fantezi futbol oyuncularına puan kazandırdılar.

Cumartesi günü benim için banko maçların olduğu gündü. Bursa deplasmanda Sivas’ı 0-2 ile geçerken, İBB ve Buca, Kasımpaşa ve Gençler’i aynı skorla (3-1) puansız olarak evlerine gönderiyorlardı. İBB’nin eksiklerine rağmen sessiz sedasız her zamanki topunu oynaması etkisiz Kasımpaşa karşısında rahat kazanmalarını sağladı. Kasımpaşa’nın ise geçen seneki performansından çok uzak olduğu apaçık ortada. Buca, sonunda Bülent Uygun’un biraz ofansif oynamayı düşünmesiyle sadece defansıyla lige tutunacak gibi görünen Gençler’i dağıtmayı bildi. Son şampiyon ise doludizgin yoluna devam ediyor.

İBB’den İskender Alın, İbrahim Akın ve Herve Tum, Kasımpaşa’dan Henrique, Buca’dan Orhan Ak, Koray Çölgeçen ve Manucho, Bursa’dan ise Volkan Şen, bu haftanın en çok puan kazandıran oyuncuları arasında yer aldı. Bu haftanın en çok kazandıran futbolcusu ise 14 puan ile Bursa’lı Ali Tandoğan’dı.

Pazar ise tam anlamıyla 3 büyüklerin günüydü. Fener Manisa’yı 4-2, Beşiktaş Karabük’ü 4-1, Galatasaray da Eskişehir’i 3-1 ile geçti. Beşiktaş, FB ve GS kadar zorlanmadı kazanırken. Karabük’ün çekingen oynamaması ve sürekli golü düşünmesi Karabük’ün gelecek performansı, Beşiktaş’ın ise bu haftaki performansı için gayet olumlu oldu. Q7 döktürürken, Nobre de 2 gol birden atarak haftanın en çok kazandıran oyuncuları arasında yerini aldı. Fenerbahçe ise maçın son 25 dakikasında açıldı ve farkı açtı. Niang 2 golle merhaba derken kaptan Alex ve Lugano gollerine birer yenilerini daha eklediler. Gökhan Gönül’ün yerine oynayan genç Okan’ın performansı ise ayakta alkış aldı. Galatasaray ise Ivesa’nın Baros’a asisti ve V.Yaman’ın kendi kalesine attığı golle hiçbirşey yapmasa dahi maçı kazanacaktı zaten. Ki bütün maç boyunca bir şey yaptıklarını söylemekte gerçekten güç olur. Es-Es ise onlardan daha da beter durumda. Rıza Efendi’nin bir an önce bir şeyler yapması gerekiyor.

Pazar günü, takımlarında Nobre, Niang ve Alex olanlar 10’ar puandan 30 puanı hanelerine yazdırdılar. Ayrıca, Guti, Quaresma, Simpson, Baros, Isaac, Emenike, Lugano, Servet ortalamanın üzerinde kazandıran oyuncular oldular bu hafta.

Kapanış maçında ise ligin en hazır takımlarından Trabzonspor deplasmanda Antalya ile 0-0 berabere kaldı. Teofilo’nun yokluğunda Jaja ilk 11’de sahaya çıktı. Mehmet Özdilek ilk haftadaki 4-0 Fenerbahçe mağlubiyetinin etkilerini zaman içerisinde yok etmek için evinde de olsa 2 haftadır takım defansını özellikle sağlam tutmaya çalışıyor. Ki daha fazla moral bozukluğu yaşamasınlar. Ve bunu da başardı. Trabzon ise oldukça etkisizdi bütün maç. İlk yarı sadece 2 şut ve 0 pozisyon ile tamamlandı.

Fantezi futbol liginde ise geçen haftaki görüntüden eser kalmadı. Geçen haftanın lideri kmucek bu hafta rezil bir performans gösterince zirve değişti ve aradaki fark kapandı. Puanlar gayet birbirine yakın.

Öncelikle 3. haftanın durumuna bir bakalım. Plase 58, Atletico Tucuman ve bendeniz Diego 56 puan ile ilk 3 sırada yer aldık bu hafta. Gençgolcüler iddia ettiği üzere 55 puan ile hemen ardımızdan iyi bir performans sergiledi. Bir parantez de or-ka idman yurdu’na; ilk haftasından aldığı yüksek puanla geç başlamış olsa da iddialı olduğunu gösterdi, gayet iyi bir başlangıç. Birinci ve ikinci haftanın en iyilerinden kmucek, BalgatFedayileri, HoAmca ve Azbispor bu hafta adeta sonuncu olmak için birbirleriyle yarışmış gibiler. Genel Klasmanda ligimizin 13. sıradan 30. sıraya gerilemesini bu arkadaşlara borçluyuz sanırım. Sağolsunlar :)

Ligin genel durumuna baktığımızda ise istikrarlı 34United’ın 140 puanla zirvede olduğunu görüyoruz. Bendeniz de aynı puan ile kendisinin hemen ensesindeyim. Atletico Tucuman bu haftaki çıkışıyla 3. sıraya kadar yükseldi. PEARL JAM 1 puan farkla geçen haftanın lideri kmucek’i geçerek 4. sıraya oturmuş durumda.

Geçen hafta kalitesiz olan ligimiz bu hafta şenlik yeri gibi maşallah. Her şey tepe taklak olmuş durumda. Neymiş lig uzun maraton, romantikler bir milyonmuş.

İyi dinlenin, arayı değerlendirin. Döndüğümüzde daha yüksekte kapışalım.

Not: Ligi ilk 2 sırada tamamlayan takımlar direk olarak Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya hak kazanırken 3. sırada tamamlayan takım ön eleme oynayacaktır. Sonraki 6 takım ise UEFA Avrupa Ligi düşler sahnesinde ligimizi temsil edecekler. 10. sıradaki takım ise Spor Toto’ya direk olarak katılacaktır. Ligin son 6 takımı ise gözlerinin yaşına bakılmaksızın Bank Asya 2. Ligine düşürülecektir.

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Hediye

Elli kuruşunuzu kapın gelin gençler, minyatür saha turnuvaları başlıyor...

Eline sağlık Çiko...

Canımsın Cukor :)

24 Ağustos 2010 Salı

Olagan Supheli: Fazil Say

Ne klasik muzikten anlarim ne de Fazil Say'in bir konserine gitmisligim vardir. Kendisiyle ilgili olarak da cok fazla bilgim yoktur. Sadece son zamanlarda sosyal paylasim sitelerinde yazdigi yazilar ve bunlarla ilgili basinda cikan haberleri takip ediyordum. Sonra bu aksam kanallar arasinda zaplarken CNNTurk'te 5N1K programinda rastladim kendisine ve dur bakalim bu adam nasil biriymis, bu soyledikleriyle neler anlatmak istiyormus diye izlemeye basladim programi.

Adamin elitist ve halktan kopuk bir adam oldugu onyargisiyla baslarken izlemeye bir baktim ki karsimda Kaiser Soze ile Can Yucel karisimi birisi var. Hicbir seyden ve kimseden cekinmeden, gercek sanatcinin nasil olmasi gerektigini gostererek, inandigi ve savundugu degerleri yurekli bir şekilde dile getirdi ve bunlari dile getirirken argo sozler kullanmaktan da hic kacinmadi. Acikcasi Can Baba gibi "Bizim orda gote got derler, hakim bey" dedi. Sezen Aksu'dan Orhan Gencebay'a, Nefise Karatay'dan Cuneyt Ozdemir'e, Ahmet Hakan'dan Ercan Saatci'ye ve daha nicelerine o kadar guzel gider yapti ki ekran karsisinda zevkten dort kose oldum. Cuneyt Ozdemir'in populerlik kokan yavsakca sorularina kimi zaman verdigi, kimi zaman dile getirmedigi ama bizim surat ifadesinden anladigimiz cevaplariyla (yaa bi s.ktir git, sen benim ne demek istedigimi anlamamissin, boyle soru mu olur vari yuz ifadesi) kendisine olan saygimi daha da arttirdi.

Programinin sonunda aklima Fenerbahceli unluler geldi, bir tarafa Ercan Saatci'yi, Ertugrul Ozkok'u, Turkiye'deki iki cumhuriyetin basindaki iki diktatoru koydum, bir tarafa da Fazil Say'i, Tuncel Kurtiz'i koydum. Bertaraf olmamak icin tarafimi da ortaya koydum, Fazil Say'in Fenerbahceli olmasiyla gurur duydum.

RoKa Fantezi Futbol Ligi - 2. Hafta Sonuçları

Spor Toto Süper Lig’de 2. hafta dün oynanan karşılaşmalarla sona erdi. Ev sahibi ve deplasman takımlarının kazandığı ve berabere biten maç sayıları eşit bu hafta. Kayserispor gol yemeden evinde Karabük’ü mağlup ederken, Konya Es-Es’i 2-1 ile, Trabzon ise Fener’i 3-2 ile geçerek hanelerine 3 puanı yazdırdılar. Gençler-Antep ve Kasımpaşa-Buca maçları başladıkları gibi biterken Antalya-Sivas maçı ise karşılıklı gollerle 1-1 sonuçlandı. Haftanın sürprizleri ise deplasman takımlarından geldi. İBB Beşiktaş’ı ve Bursa Galatasaray’ı 0-2 ile geçerken haftanın en net skorunu A.Gücü Manisa deplasmanında aldı, 0-3.

PETİT’İN YERİ’nde yaptığım tahminlerde bu hafta deplasman takımlarına daha çok şans tanımıştım ama Bursa haricinde doğru takımları tutturamadım maalesef. Özellikle İBB’nin BJK’yi devirmesi sanırım çoğu kişinin beklemediği bir sonuçtu. Bursa ve Trabzon şampiyonluk yarışındaki en büyük rakiplerini devirerek bu sene iddialı olduklarını kanıtladırlar. Ki iki takımın da bu sene iyi oyunculara sahip olduğunu ve şampiyonluğu kovalayacaklarını düşünüyorum ama nefeslerinin yetip yetmeyeceğini zamanla göreceğiz. Bununla birlikte Es-Es’in ve Antep’in de fena kadroları yok ancak gol yollarında her iki takımda sıkıntı çekiyor. Kayseri ise bu sorunu Cangele ve hücuma dayalı orta saha oyuncularıyla çözmüş durumda. Ama bir Makakula onları daha da iddialı yapabilir. Manisa ve Antalya şu anda ligin en kötü takımları görünümünde. Sivas, Karabük, Buca hücum hatlarıyla Gençler ve İBB defans hatlarıyla düşe kalka bir şekilde götürürler ligi diye düşünüyorum. Ankaragücü’nün ise daha dengeli bir kadrosu var gibi. Bunların dışında Konya’yı ve Kasımpaşa’yı bu sezon net olarak izleyemedim henüz.

Gelelim Fantezi Lige. Bu hafta ligde en çok kazandıran oyuncular deplasman takımlarının oyuncuları. Bütün deplasman takımlarının gol yemeden kazandıklarını düşünürsek deplasman takımlarının oyuncuları kendilerini ilk 11’e yazan fantezi futbol oyuncularına oldukça iyi puan kazandırdı diyebiliriz. Üstteki tabloda bu haftanın en verimli oyuncuları var. Ve gördüğünüz gibi GS’ye 2 gol birden atan Ivan Ergiç tabi ki en yüksek puana sahip. Ivan Ergiç’i 14 puanla Ankaragücü’nden Özgür Çek takip ederken, Yattara 1 gol 1 asistle 10 puan kazandıran oyuncular listesinde 3. sırada.

Romantik Kanaryalar liginde ise 2. haftada en yüksek puanı toplayan ilk 5 kişi arasında 1. hafta ilk 5’e giren sadece 1 kişi var, o da kmucek. Ki kendisi genel klasmanda da en yakın rakibine 20 puan fark atmış durumda. Bu haftanın lideri ise 48 puan toplayan AzbiSpor oldu. Kendisini 47 puanla 34United, 43 puanla kmucek, 40 puanla Gençgolcüler ve 39 puanla bendeniz izledi.

kmucek dışında ilk hafta yüksek puan alan arkadaşların bu hafta kısmen daha düşük puanlar almasıyla genel anlamda ligde dengelerin korunduğunu söyleyebiliriz. Ki henüz ligin başındayız ve daha çok uzun bir zamanımız var. Bakalım bu güzel yarışı kim galip bitirecek.

Hadi 3. hafta için takımlar kurulsun…

Not:
- Ligin üye sayısı 34’e ulaştı ama FC Earth, MuL€ ve 34United'dan başka da kendini tanıtan olmadı. Yeni gelen arkadaşlar, Hoş geldiniz.
- Sadece ilk 25 takımın yer aldığı listeleri burada yayınladım ki diğerleri utansın durumlarından :)
- Dünkü maçtan sonra olacak sanırım "trabzon" ligi turnuva davetimizi kabul etti ancak onlar da diğerleri gibi mağlup olmaktan kurtulamadı.
- Ligler sıralamasında 81 puanla 14. sıradayız. Fena sayılmaz ama daha iyi olabilir.

Taş Yok Mu Taş !!

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Denizde karartı var...Trabzonspor:3 - Fenerbahçe:2

Bizim için cevap anahtarıydı Trabzon deplasmanı. Sorular önceki senelerin soruları olduğundan cevaplara odaklandık; Young Boys, Paok maçları mı gerçekti yoksa Antalya mı? Rakiplerin bizim dişimize dokunur olanlarını gördükten sonra keyiflenmiştik, hayli de umutlu oturduk televizyonun karşısına. İlk çeyrekte iki gol yedik, şanssızlık deyip geçmek mümkün tabi de; 0-0'ken oynanan oyun düşündürücü. Topa sahip olmayı şiar edinmiş bir hocanın takımı kendi sahasında oynadıktan sonra topa sahip olsan ne olmasan ne.

Oyunun geri kalanında gördük ki rakip müsaade ettiği/paniklediği sürece biz oynuyoruz rakip sahada, topa sahip oluyoruz ama izin verirlerse. Golü de bir eksik şekilde çıkardıktan sonra anında yenen golde Lugano'nun ıskası göze çarpsa da arkada 3 düşman niye bomboş bekler anlam veremedim. Hasbelkader Lugano es geçmiş o 3 adamı rahatsız ediversen zaten domino taşı gibi yıkılacaklar. Birbirleri ile çarpışmamaları kör talih. Atışın kaynağı ise çok eski bir hastalık, bize AZ günlerinden bir hatıra.

30'da tekrar başlayan ve iki farkı çıkarmak zorunda kaldığımız maça dair ssöyleyeceklerimiz çok...Daha devre bitmeden oyuna müdahale etme refleksi güzel, Stoch'un katkısı ve ilk yarıda sorumluluğu alıp skora katkı yapması da harika; lakin bu Stoch'u biz iki 90'lık Twente'den ve oynadığı iki maçtan bilirken onu aylardır izleyen, şimdilerde her gün beraber olan hocanın bu adamın farkında olması gerekmez mi? Daha 45 bitmeden bu adama sarıldığımıza göre bir şeyler var, peki hocam niye bu adam kenarda? Geçen hafta savunma yapmıyor dediğimiz adam ilk yarıda pekala adam kovaladı, pres yaptı. Demek ki birincil hastalık olarak işaret ettiğimiz maç seçme devam ediyor. Daha iki maçta bu hüviyete bürünüyorsa Stoch durum çok daha ciddi...

Devre sonunda farkı bire indirdik ardından eşitlik golüne yaklaştık. O arada, rakibin sarpa sardığı bir kaç dakikada golü bulamamak ikinci devrenin gidişatını fısıldadı aslında. Devre başında kopabilirdi oyun önce Teofilo sonra Yattara'nın şansları olsa. Yüklenemeden, baskı kuramadan ve de galibiyete yaklaşamadan bitti oyun.

Aykut Hoca'nın çıkardığı 11 çok eleştirilir, yaptığı değişiklikler keza öyle. Tabi ki gündemin birinci maddesi de Alex olur. Adım adım devrimden söz ederken rakiplerin puan kaybedip sana yolu açtığı şu haftada sahadaki aklını kenara koyman, çok seçenekli bir soruda şıklardan birini kafadan atıp işaretlemene benziyor. Cevabı biliyorsun aslında ama silgin çok iyi silmiyor, ya yanlış yaparsam derdindesin sanırım...Değişim diye Dia'lı, Stoch'lu, Niang'lı kadroyu beklerken biz; sağda, solda, ortada tüm satıhlarda Daum izleri var bir tek kaptan kenarda. Kafası koparılmış kurbanlık dana gibi koşsan ne fayda, bıçak çalınmış bir kere...E sahada aklın olmayınca ne Niang'dan ne Semih'ten bahsedebiliyoruz. Gönül bile bir al ver yapamıyor. Kaptan oyuna girdikten sonra tek bir pas atıyor Niang'a o bile bizi bizden alıyor...

Herşeye rağmen yolun başındayız, hocaya bu kadar giydiriyorsak (gerçekten bilmiyorum) içimizden olduğu ve başarılı olmasını herkesten çok istediğimiz içindir. Ne hizipçidir, ne hesapçı. Aykut Kocaman bir adamdır; inandığı bazı şeylere saplanıp kalmamasını diliyorum, ya da onun inandığı benim inkar ettiğim şeylerin doğru olmasını...

-Bu Cristian'dan Aurelio değil Van Gobbel bile olmaz hoca. Maldonado'yu özledim.
-Uzatmalarda tehlikeli yerlerden serbest vuruş çalınmasın, giden zamanın haddi hesabı yok.
-Gökhan orta yap desem, o zaman Real'de oynarım dersin göt olurum.

Londra 2012 Posta Pullari...

Tum dunyada Londra 2012 Olimpiyat oyunlari icin geri sayim baslamisken, Ingiltere’de de Kraliyet Postasi bos durmamis ve 30.defa duzenlenecek olan Olimpiyat oyunlari ve Londra 2012 Paralimpik Oyunlari icin her biri farkli bir spor dalini simgeleyen 30 farkli pul hazirlamis. 2009, 2010 ve 2011 yillarini kapsayacak sekilde 10’ar adetlik 3 set halinde basilan pullarin 2010 yili icin hazirlananlari ise gectigimiz gunlerde postalarin uzerilerindeki yerlerini almaya basladi.

30 farkli sanatci tarafindan hazirlanan birbirinden estetik pullarin bir kismi asagida, bakmakla yetinmeyip bu kolleksiyona sahip olmak isteyenler varsa da onlari soyle alalim…



22 Ağustos 2010 Pazar

Hani Hepiniz Bursasporluydunuz?

Kendi formalarını çıkarıp timsah yürüyüşü yapanlara selam edelim. Senelerdir Bursalı, Efesli, VBGSTT'li, Arkaslı, Botaşlı oldunuz. Çekin pembeleri çıkarmayın artık.

19 Ağustos 2010 Perşembe

Hoşçakal

Inter'e attığın harika gol, Chelsea maçında nerenden çıkardığını hala anlamadığımız o şut...
Trabzon maçında şampiyonluğu müjdelemen...

Yengeç dansın ve çizgiyi bir metre geçmesine rağmen sayılmayan "gol"ün...

Bize çocuklarımıza anlatacak anılar bırakarak ayrıldın...

Yolun açık olsun.

The 5500...

Guney Afrika'dan devam ediyoruz.Simdi de Johannesburg'da bir alisveris merkezindeyiz. Fotografta gormus oldugunuz uygulama spor malzemeleri ureten dunyaca unlu bir firma tarafindan tam 5500 futbol topu kullanilarak yaptirilan 20 metrelik dev bir futbolcu figuru.

Bu kadar topu daha sonra ne yapmislar acaba diye merak edenlere de hemen soyleyelim; Carlos Tevez'in model alindigi bu uygulamada kullanilan toplar turnuva bitiminde Guney Afrika'nin cesitli yerlerindeki futbol okullarina bagislanmis.

Cape Town Metrosu...

Bu sene futbolun en buyuk organizasyonu olan Dunya Kupasi’na ev sahipligi yapan Guney Afrikalilar, bu heyecani yalnizca stadlarda yasamadilar. Yerel halki ve Dunya Kupasi icin gelen futbol tutkunlarini toplu tasimaya yonlendirmek isteyen yetkililer, seramik sanatcisi Lovell Friedman’in onderliginde ve yine Friedman tarafindan yetistirilen 20 zanaatkarla Cape Town’un metro sisteminin dort bir tarafini futbolla ilgili mozaiklerle renklendirdiler.

Her gun basta Kugulu alt gecidi olmak uzere alt gecitlerden gecen veya Metro, Ankaray gibi toplu tasim araclarini kullanan Ankaralilar’in maruz kaldigi gorsel taciz dusunuldugunde, Cape Townlular’in ne kadar sansli olduklarini belirtmeye gerek yok herhalde.





18 Ağustos 2010 Çarşamba

17 Ağustos 2010 Salı

Romantik Kanaryalar Fantezi Futbol Ligi İlk Hafta Sonuçları

Spor Toto Süper Lig’de ilk hafta geride kalırken Fenerbahçe 4-0’lık galibiyetle zirveye oturdu. Bu güzel galibiyet bizleri elbette ki mutlu etti. Bununla birlikte, halısaha maçları da dahil olmak üzere 2 aydır uzak kaldığımız futbola kavuşmanın sevinci ve heyecanı da var ayrıca içimizde. Bu heyecanı, muhabbeti en üst düzeyde yaşamak için bu sezonla birlikte Dünya Kupası’ndan sonra ilk kez geleneksel Romantik Kanaryalar Fantezi Futbol Lig’ini de açmış bulunuyoruz. Dünya Kupası’ndaki yarım yamalak katılım ve takip görünen o ki bu ligle birlikte daha üst düzeylere çıkacak.

Romantik Kanaryalar Fantezi Futbol Ligi şu anda 29 takımdan oluşuyor. Bu sayının üçte biri blog ahalisi. Geri kalanı diğer bloglardan, nicklerinden tanıdığımız arkadaşlar ve yeni tanıştığımız arkadaşlar. Ligin sohbet kısmında demiştim ama yeri gelmişken herkese tekrar hoş geldin demek istiyorum bir kez daha. Umarım güzel, keyifli bir lig geçireceğiz hep beraber.

Mümkün mertebe haftanın sonuçlarını buraya yazmaya çalışacağım. Her ne kadar FIFA’nın Fantezi Futbol Ligi’nden sonra NTV Spor’unki çok yavan ve yavaş kalsa da sanırım zamanla alışacağız. Hemen geçelim ilk haftanın toplu sonuçlarına...

Haftayı kmucek 68 puanla açık ara lider kapatırken, HoAmca Wednesday 59, SerkaneFC 56, BalgatFedayileri 55 ve Tribünsel Team 54 puanla lige iyi bir başlangıç yaparak hemen kmucek’in arkasında ip gibi sıralandılar.

6. sıradaki MULE ile 12. sırada ki Tarjeta United arasındaki takımlar 7 puanlık bir aralıkta hemen baş altına yerleşirken, 15. sıradaki FC Earth ile 22. sıradaki Raistlin Juniors arasındaki takımlar 8 puanlık bir aralıkta ligimizin orta direğini oluşturdular. Puan alamayan son dört takımı saymazsak düşme hattında yer alan 22 puanlı DepDepSpor ve VALUR, 25 puanlı Gençgolcüler daha ligin başında taraftarlarını endişeye boğdular.

Lig içindeki çekişme bir yana bir takım olarak da kendimizi test edelim diye birkaç takımı turnuvaya davet ettim gördüğünüz üzere. Bunların 5 tanesinden yanıt gelmezken kapışmayı kabul eden KARŞIYAKA ve Bursaspor ligleri oldu. Ancak, onlar da ortalaması 47 olan ligimize ilk haftada boyun eğmek zorunda kaldılar. Önce Lig arkadaşlarımı kutluyorum ve tebrik ediyorum bu güzel performans için sonra da KARŞIYAKA ve Bursaspor liglerindeki arkadaşlara teşekkür ediyorum bu daveti kabul ettikleri için.

Not 1: Or-Ka seni de bekliyoruz en kısa zamanda.
Not 2: Giriş resmi genel klasmanda 85 puan alan en iyi menajerlerin kurduğu takımlar. Bazı arkadaşların feyz alması için...

Hayırlı Detokslar

Yine bir ramazan ayında popülerlik, insanlara istediğini söyleme uğruna ettikleri yemini unutan, değil kendimizi 3 koyunu emanet etmekten imtina etmemiz gereken hekimleri seyre daldık. 11 ay (hicri olarak geriye kalan 10 adet ay) boyunca sağlıklı beslenme adına sık ve az yemeyi öğütleyen, öğün atlamayı obezitenin birincil nedeni sayan uzmanlarımız birden ağız değiştiriverdi. Sabah programlarında ya da pahalı viziteli özel görüşmelerde verdiğiniz diyet programları mı yalan yoksa, oruç tutanların gönlünü ferahlatmak için 29 gün boyunca kanal kanal gezip söyledikleriniz mi? Ara öğünlere, layt bisküvilere, yağsız sütlere, yarımşar saat arayla ve illa ki tane ile yedirdiğiniz eriklere, krakerlere inandık biz. Sağlıklı beslenmeyi de bu belledik. Peki şimdi 16 saat boyunca susuz, besinsiz kalan bedenimize aslında ne de iyi davrandığımızı anlatıyorsunuz.

Efendim hayırlı olsun her yılın (hicri olan) bu zamanları edindiğimiz son bilgilere göre oruç tutmak detoksmuş, bu nedenle mahyalarda sağlığınız için oruç tutun yazmakta bir beis yokmuş. Ramazan hangi mevsime denk gelirse gelsin fark etmez, yeri gelir 8 yeri gelir 16 saat aç susuz kalırsınız ama detoks baki; aynı derecede arınır vücudunuz toksinlerinden. Bu vesile ile herkese hayırlı detokslar.

- Oruç ibadet için tutulur, inanan insanlar yapmak zorunda oldukları için, bu şekilde rahatladıkları için, emir böyle olduğu için ve pek tabi Allah rızası için oruç tutarlar. Sağlık için oruç tutmayı salık verenler 365 gun tutabilirler, bir mani yok.

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Bizim Evden Görünüm: Fenerbahçe - Antalyaspor

2002 yılında yurt panosunda gördüğüm bir afişle başladı blog ahalisiyle tanışıklığım. O günden beri bayram, tatil vb. şeyler dışında mutlaka bu tayfadan birileri vardı Fenerbahçe maçlarını izlerken yanımda. İlk başlarda okulda çatıda izleniyordu maçlar; kimi zaman sandalye kimi zaman kalorifer üzerinde. Sonra mezun olunca yolumuz Kızılay’a düştü. Beyti ve rakı iyi gidiyordu maç izlerken. Sonra da sağolsun Alkolik’in evi oldu son maç izleme durağımız. Bu sezon ise durum biraz farklı, malumunuz sezona evli bir adam olarak giriyoruz ve evde hanımla beraber izleyeceğiz maçları. Haa, bu demek olmuyor ki; ev kuşu olduk. Fırsatını bulduğumuz her an ya tayfayı toplayacağız eve ya da biz gideceğiz yanlarına. Maçlardan sonra da kendimce yazmaya çalışacağım takımın bizim evden nasıl göründüğünü.

Dünkü maça gelince; maçı iki devre olarak değerlendirebiliriz ama devre arası olarak 4. golü almak gerekir. 4. gole kadar topa sahip olmaya çalışan, atılan ters ve hızlı toplarla hücuma çıkmaya çalışan bir takım vardı sahada ve Semih’in 2. golü de bunun çok güzel bir örneğiydi. 4. golden sonra ise oyunu genelde rölantide götürmeye çalıştık ve hücum yönünde oyunu fazla zorlamadık. Bunun sebebi kenardan gelen uyarılar mıydı yoksa futbolcuların tercihi miydi bilemiyorum ama dünkü maçla ilgili en fazla merakımı uyandıran konunun bu olduğunu söyleyebilirim.
Bireysel bazda ise Gökhan Gönül, takımın en iyisiydi. Semih, Alex ve Emre ise onu tamamlayan oyunculardı. Emre’nin son dakikalarda skor böyle farklı durumdayken kendini sakatlamak pahasına atmaya çalıştığı çalım ise çok gereksizdi. Semih’in Alex’e attırdığı goldeki pası ise harikaydı. Geçen sezon genelde Lugano, rakip takımın etkili forvetiyle boğuşur, seken topları Bilica süpürürdü ama dünkü maçta tam tersi bir görünüm vardı. Bilica rakip forvetle boğuştu, Lugano süpürdü. Baroni geçen maçlara göre istekliydi ve daha önde basmaya çalıştı ama yılların eskitemediği bir Selçuk hayranı olarak, tıpkı HoAmca gibi Selçuk’u Baroni’ye tercih ederim. Kendisi en iyi oynadığı maçta bile en az bir kere top kaptırıp kalemizde tehlike yaratır ama olsun biraz heyecan ve yusufçuk iyi gelir bünyeye. Aldığı kiloların etkisiyle suratı Bulldog köpeklerine benzeyen Santos kardeşimiz de biraz vermiş gibiydi kilolarını ve Gökhan kadar olmasa da soldan etkili bindirmeler yaptı. Bu arada takımın direksiyonunda genelde bir sağa çekme eğilimi var bu da Gökhan Gönül’ün olduğu yerde normal. Sınıfın yaramaz çocuğu edasındaki Stoch ise beklenildiği kadar etkili değildi, bunda yaptığı boş koşularda istediği pasları alamamasının payı büyüktü.

Ne olursa olsun, lige 4-0 gibi farklı bir skorla başlamak güzel, özellikle Genç Oğlanlar maçlarındaki rezil oyundan sonra. Umarım ilk 6 haftayı Aykut’u kaybetmeden en az hasarla atlatırız. Ondan sonrasının daha güzel olacağını düşünüyorum. Aykut da, taraftarın görmek istediği; formanın kıymetini bilen ve onun için mücadele eden (11 tane Gökhan Gönül-Emre karışımından oluşan, biraz fantazi oldu ya neyse) bir takımı yavaş yavaş oluşturmaya başlar o zamana kadar?!

Not:
Maç boyu Mehmet Topuz’a, Mehmet Yozgatlı diyen Melih Şendil’e de, Mehmet Yozgatlı’nın selamlarını gönderiyoruz.

Aykut Kocaman Der Ki #2

"Beklediğim tek şey ikinci yarı ciddiyetti, ufak ufak sapmalar oldu, bunları biraz tedavi etmemiz gerekiyor."

(İlk yarısı 4-0 biten Fenerbahçe-MP Antalyaspor maçının 2. yarısını değerlendirirken)

So it begins... Fenerbahçe 4 Antalyaspor 0

Young Boys maçlarının ardından böyle bir başlangıcı kimse beklemiyordu herhalde. İlk yarım saatte atılan dört gol ve kalan 15 dakikada girilen sayısız pozisyon. Lig Tv'nin spiker-yorumcu ekürileri Mehmet Özdilek'e methiyeler düzmeye başlamıştı ki Alex'in "olağan" pası ile Semih golü buldu. İlk yarı üstüste gelen goller Mehmet Hoca'dan daha az bahsedilmesine sebep oldu lakin ikinci yarı aynı teraneye yine maruz kaldık. Her zaman, her şartta kendi futbolunu oynamaya çalışan Antalyaspor, yaşasın enseye tokat yerli teknik direktörler.

Attığımız golleri, girdiğimiz pozisyonları tek tek anlatmaya gerek yok, sadece bir iki husus var üstünde düşünülmesi, bazılarının düşünmesi gereken. Birincisi bu takımın Daum'un takımı olduğu. Sadece diziliş olarak değil, kadro ve üslup olarak da öyleydi. Birbirleriyle oynamaya oldukça aşina olan Mehmet ve Gökhan'ın performansları harikaydı. Özer de solda şans bulup aynı performansı gösterirse iki transferimiz de kulübeye oturabilir. Sözün özü değişimdi, devrimdi derken aslında bu takımın periyodik bakımlarla hala bizi taşıyabileceğini görmüş olduk.

İkinci yarıdaki düşüş daha doğrusu isteksizlik, yine Daum'un takımına ait. Yani bu isteksizlik için ilk günden oturup Aykut'u suçlayacak değiliz. Bunu benim gibi çok dert eden var mı bilmiyorum ama bence ikinci yarıdaki görüntü takımın bu sene yine canı isteyince oynayacağına delalet ediyor. Hocanın ilk düşmanı bu hastalık olmalı.

Gelelim daha çok su götürecek Alex mevzusuna; Alex'i değiştirmek ya da kurban etmek değil, kaptanını taşıyacak 9 adamı bulmak, örgütlemek, eğitmek gerekiyor. Hala en kafası çalışan, en verimli oyuncun Alex.

Semih "nerdeydin lan sen" nidalarını herhalde duymuştur. Her hafta bir halefini tribünde gözüne mi sokmak lazım. Bu kez seni anlayacak, sırf para verdik Niang oynasın demeyecek bir hocan var kenarda. Umarım Semih son senesinde şansını kullanır ve takımda kalır.

Oğuz ve Aykut'un, antrenörlük kariyerlerinde geçmişte çalıştıkları en etkileyici hocanın Parreira olduğunu çok duyduk. Aykut'un ilk günden itibaren söylediğği topa sahip olmak arzusu var -gerçi Barcelona ve İspanya'dan sonra herkes aynı şeyi istiyor- . İstediği Fenerbahçe'yi de bu şekilde tanımlıyor zaten. Parreira'nın takımı da topa sahip olurda, ama yavaş oynardı. Hazırlık pasından bayılırdık. Uche'den Hogh'e, Hogh'den Uche'ye. Topa sahip olmanın yanında hızlı oynamanın da peşinde olmak gerek.

Cristian biraz daha istekli de olsa Selçuk'tan fazlası olduğunu hala düşünmüyorum. Savunmadaki akmaz kokmaz hali devam etse de, ceza alanına bir kaç kez yaklaşması sevindirici.

Son olarak:
-Stoch az adam kovalasın savunma yapsın, yoksa baş ağrıtır.
-Abdullah Kiğılı'ya kendi mağazasından bir gömlek hediye edilsin.
-Seyircisiz maç gördükçe sövüyorum kulakları çınlayan yok mu?

12 Ağustos 2010 Perşembe

NTV Spor Fantezi Futbol

Dünya Kupası'nda başladığımız fantezi futbola Süper Lig'de devam ediyoruz.

http://fantezifutbol.ntvspor.net/app/start.jsp adresinden kayıt olun ve ligimize katılın.

Romantik Kanaryalar Ligi
Şifre: roka

İlerleyen günlerde Tahmin Ligi, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi fantezi futbol liglerimiz de olacak.

Herkesi bekliyoruz.

2 Düğün 1 Gecikme

O kadar geciktik ki Or-Ka çifti 2. balayına çıktı. Hatta bitirmek üzere. Tabi bu biraz da onların balayına olan düşkünlükleri ile ilgili :) Ama sevdiceği ile her ay balayına gitmeye kim hayır diyebilir ki?

Lise ekibindeki 6 kişiden kendisi dahil 4'ünün düğün günü şoförlüğünü yapan, halısahada Takoz Recep'e benzerliği ile nam salan Hoca ve Eşi de şu sıralar dönüş yolundadırlar sanırım.

Meşaleler her iki çiftimiz için yansın...

Dünya kupasında müthiş performans göstererek tatili hak eden ve kampa haftasonu katılacak olan bu iki güzel çiftimize ömür boyu sağlık, mutluluk ve huzur diliyor kendilerini pazartesi günü Balgat Estadio'da görmek istiyoruz.

Romantik Kanaryalar

11...

"Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne…"

Hayırlı Ramazan'lar

Gönlünüz böyle geniş...

Sofranız böyle bereketli olsun.

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Satılık Değiliz, Ankaragüçlüyüz

HoAmca 2 senedir söylüyordu, Gençler ya da Ankaragücü kombinesi alalım diye. Bu sene tamam dedik ama öncesinde sezon açılışını TSYD Kupası maçı ile yaptık dün akşam.
Her ne kadar maçtan önce sıcaktan dolayı biraz kaşı gözü oynasa da HoAmca’nın tribün sevdasına ite kaka stada doğru yola çıktık. Alkolik bize evden çıkmadan katılırken, Tosun stadda yakaladı bizi. Amarilla’nın ise kaşı gözü oynamaya devam etti ve tribündeki yerini çekirdeğe bıraktı.

Maçtan önce stad önündeki tükürüklü köftelerle doyurduk karnımızı, Ankaragücü taraftarının tezahüratları eşliğinde.

Futbol heyecanı (!) 90 dakika boyunca sürdü Ankara 19 Mayıs Stadı'nda. İlk yarıda birkaç önemli Ankaragücü atağının dışında sadece beğenilmeyen oyuncular göze çarptı her iki takımda da. Maçtan önce Alkolik ve ben Gençler kombinesi almaya niyetliydik, her ne kadar tribünleri daha renkli olsa da geçen sene Ankaragücü’nde yaşanan gelişmelerden dolayı. HoAmca ise tam bir tribün sevdalısı edasıyla sarı-lacivert kombinesinden yanaydı. “Madem öyle bu maçı kim kazanırsa onun kombinesini alalım” sözüyle bu konuya da noktayı kendisi koydu. Hatta maçın sonlarına doğru gelişen tehlikeli Gençler atağında “gitti kombine” diye kendi kendine söylendiği duyuldu tribünlerde.

Maçtan çok tribünlerde yaşananlar muhabbet konusuydu maç boyunca. 16. dakikada maratondan yükselen “Bursa, Bursa” tezahüratlarına Gecekondu’dan cevap gecikmedi: “Trabzon, Trabzon”.
Bu gerginlik maçın son 15-20 dakikasında iki tarafın karşılıklı atışmalarıyla devam etti. Gecekondu’nun “Satılık değiliz Ankaragüçlüyüz tezahüratlarına maraton “Biz Ankaragüçlüyüz” tezahüratları ile karşılık verse de Gecekondu’nun performansı altında ezildiler. Gecekondu, Ahmet Gökçek, Fener ya da önüne kim geldiyse gider yaptı.

Ankaragücü tribünlerinden geçen sene beklediğim bu tepkinin geç de olsa gelmiş olması Gençler kombinesi almak konusundaki kararımı değiştirdi diyebilirim. Başladığı gibi biten ve penaltılara giden karşılaşmayı Gençler kazanmış olsa da Gecekondu’da oturup onların tepkilerine ortak olmak isterim sezon boyunca.

Son olarak; Alkolik’in haklı tepkisini dile getirmeliyim. Koltukların düz olmaması ve tam ortasında bulunan tümsek nedeniyle yıllar sonra bisiklete binmekten bir yerleri ağrıyan bendeniz ve herkes diken üstünde oturdu bütün maç. Evinizdeki sandelyeler, koltuklar böyle mi sizin?