30 Eylül 2010 Perşembe

Biz Büyüdük ve Kirlendi Dünya

Biz çocukken toprak sahalarımız vardı; genelde amatör küme maçlarının yapıldığı, gündüzleri çocukların akşamları da abilerimizin futbol oynadığı sahalar...

Ankara'nın şirin mahallesi, bizim mahallemiz Demetevler'de de böyle bir sahamız vardı. Haftasonları Yenimahallespor burada maçlarını yapar diğer günler ise mahallenin çocukları öğle sıcağında hiçbir şeye aldırış etmeden deli gibi futbol oynardık. Diego ile ilk tanışıklığımız da oradan gelir. Ama sonrasında üstün belediyecilik anlayışı ile orası atıl bir park haline getirildi ve tüm herşey orada bitti.

Yıllar sonra yolumuz İstanbul'umuzun güzide semtlerinden Bakırköy'e düştü, Zuhuratbaba mahallesine. İlk başta yeşil, sessiz, sakin ve huzurlu bir mahalle oluşu beni çok etkilemişti. Ama sonrasında evimin çok yakınındaki Yücespor tesislerini gördüğümde daha da mutlu oldum. Çünkü çocukluğumun toprak sahası gibi bir sahası vardı, hemen aklımdan akşamları burada futbol oynayabileceğim birileri var mıdır acaba sorusu geçti, belki arada maçlar ya da en azından çocukların antremanları oluyordur onları izleyebilirim diye düşündüm. 1. Amatör Küme'de mücadele ediyormuş Yücespor, öğrendim. Birçok önemli yıldızı türk futboluna kazandırmış. Bunlardan biri de Ali Gültiken. Muhabbet ilerledikçe duyduklarım beni üzdü açıkcası, bu toprak saha alanına yakında bilmem kaç konutlu bir bina dikeceklermiş. Açıkcası çok öfkelendim, bazı güzelliklerin değerini hiç bilmiyoruz ya da birileri bu dünyaya bizim baktığımız yerden bakmıyor.

Sağlıcakla...

Interneti de Yasaklayin Tam Olsun...


Ileri(!) demokrasinin ayak sesleri ulkemizde yalnizca sokaklarda degil sanal alemde de duyulmaya devam ediyor. Youtube, DailyMotion derken simdi de Vimeo'ya erisim engellendi.

Ne diyelim bu durum karsisinda sahi; "Yetmez ama evet" mi yoksa "Durmak yok yola devam" mi?

Més Que Un Club...

28 Eylül 2010 Salı

RoKa FF Ligi - 6. Hafta Sonuçları

Bursa-Buca maçının 2. yarısı, BJK-Antalya ve GS-İBB maçının tamamı haricinde Fener maçı da dahil bu haftaki maçları pek takip edemedim. Belki izleyen arkadaşlar en azından Fener maçıyla ilgili 2 satır yazarlar bloga. İzlediğim maçlara dair birer cümle söyleyebilirim.

Bursa’da Ertuğrul CL maçını düşünerek rotasyona gitti. Kendilerini yormadan 1 tane atıp üzerine yattılar. 2. golü atıp skoru garantiye almak için Volkan, Sercan sonradan oyuna girse de buldukları pozisyonu değerlendiremediler. Arjantinliler Arjantin’in adını lekeliyorlar. Nunez biraz oynar gibi yapıyor ama Insua tam bir felaket.

BJK’nin rahat kazanacağı tahmin ediliyordu ama hiç de öyle beklendiği gibi olmadı. Tabi bunda BJK kalecisi Hakan’ın ve Hilbert’in de payı oldukça büyük. Rotasyon derdinde olan Schuster biraz da zorunluluktan belki yine farklı bir kadroyla çıktı sahaya. Quaresma sanki halısahada keyif almak içi oynuyor gibi. Bobo, ve Bobo’dan da fazla Ernst’in öne çıktığı bir maçtı. Ernst, Guti’den bir şeyler öğrenmiş. Yaptığı iki asist sayesinde -ki birisi 90+’da- maçı kurtardı. Tabi burada Bobo’un bitiriciliği de önemli. Yine de takım oyunundan çok bireysel öne çıkışlarla maçı kazandılar gibi geliyor bana. Gerçi Antalya’nın pek cesur oynamaması da ayrı konu. BJK kalesine nerdeyse doğru düzgün gidemediler. Hakan ile Hilbert’in anlaşamadığı pozisyonda Tita’ya topu boş kaleye göndermekten başka bir şey kalmadı. Bir de son saniyede Deniz Barış’ın arka direk dibinde vuramadığı pozisyon var ki o topa vursa şaşardım şerefsizim. Bir de bu Hilbert denen adam ne işe yarar biri bana söylesin.

GS ise patlamaya hazır bekleyen Baros’un sonunda patlamasıyla 3 puanı aldı bu hafta. Öyle ahım şahım bir oyun oldu mu? Bana sorarsanız olmadı. Göze en çok çarpan Baros’tan sonra Serkan’dı. Ali Turan gibi bir malı kaybettik. İBB’nin bu açık seçik GS’ye yatması ise herkes tarafından kabul edilmiş bir gerçek artık. Kimsenin götü başı oynamasın boşuna.

Neyse biz keyfimize bakalım. Geçelim FF’a.
Bu haftanın en çok kazandıran ilk 11’i ile başlayalım;

Kaleci:
Onur (Tra), Serdar (Gen), Hamidou (Kay), Yavuz (Bur), İlker (Man): 6 Puan

Savunma:
Serdar Kurtuluş (G.Ant.): 14 Puan
Ömer Aysan (Man): 8 Puan
Ve gol yemeyen Bursa, Antep, Gençler, Trabzon, Kayseri ve Manisa’nın defans oyuncuları: 6 Puan

Ortasaha:
Simpson (Man): 20 Puan
Alex (FB): 16 Puan
Grajciar (Kon): 10 Puan
Hakan Özmert (Kar): 10 Puan

Hücum:
Niang (FB): 15 Puan
Baros (GS): 14 Puan
Bobo (BJK): 10 Puan

Üç büyüğün forvetleri bu hafta söz birliği etmişçesine coştular. Ortasaha oyuncuları da fena puanlar kazandırmadı. Haftanın en çok kazandıranı ise Baros ve Niang gibi 3 gol atmasına rağmen ortasaha oyuncusu olması sebebiyle Manisasporlu Joshua Simpson oldu.

RoKa FF’de ise bugün itibariyle 6. haftanın ilk 5’i şöyle:

6. Haftanın En İyileri:
1. MUL€: 79 Puan
2. Atletico Tucuman & Cipolla FC: 77 Puan
3. Diego FC & Diego Jr: 67 Puan
4. kmucek: 66 Puan
5. Raistlin Juniors: 64 Puan

Haftanın birincisi topladığı 79 puan ile MUL€ oldu. Tebrik ediyorum kendisini. Ortalamayı da yükselttiği için ayrıca teşekkür ediyorum. Geçen hafta ilk 5’te yer alıp da bu başarıyı bu hafta da devam ettiren Cipolla FC ve Diego Jr’ı da bu istikrarlı kadro seçimlerinden dolayı kutluyorum. NTVSpor’un Vodafone sponsorluğunda Vodafone hattı olanlara sağladığı avantajı protesto edeceğini söyleyerek yağıp gürleyen ama iş icraata gelince anında 180 derece dönen "Juniors" karakterli arkadaşı da tebrik ediyorum. Sonunda ilk 5’te adını zikredebildik. Son sıralarda yer alan SerkaneFC’nin durumunu haftasonu Balıkesir’de olmasına, Vahsen F.C.’nin durumunu da iyiden iyiye hanım köylü olması bağlıyorum. Ancak, 1hiç’e hiç ama hiç yakıştıramadım bu haftaki rezilliği.

Genel sıralamada ise ilk 3 yer değiştirdi. Diego FC hak ettiği yerine dönerken kmucek bir basamak yükseldi. PEARL JAM ise tepetaklak olup üçüncülüğe geriledi. Atletico Tucuman geçen haftaki yerini korurken Cipolla FC ilk kez ilk 5’te kendini gösterdi.

Genel Sıralama:
1. Diego FC: 288 Puan
2. kmucek: 278 Puan
3. PEARL JAM: 275 Puan
4. Atletico Tucuman: 272 Puan
5. Cipolla FC: 261 Puan

27 Eylül 2010 Pazartesi

Ankara'nın Gençlik Parkı

Ne zamandır elimde bekliyor. Yazacaklarımı unuttum ama gidin görün Gençlik Parkı'nın yeni halini. O eski halimden eser yok şimdiii...

Biz ihtiyarlar için en güzeli Dönme Dolap.

Tokaido, en eskilerden birisi. Ama onun yanındakini denemeyin.

Çarpışan Otolar olmazsa olmazlardan. Slalom'da gördüğünüz hayaletlerden iri olanı ve hızını alamayıp yan şeride geçeni Tosun, diğeri de Redkit Reis. Kollarındaki yanıklar 1-2 haftada anca iyileşmiştir sanırım.

Dönme Dolap'tan park manzarası.

Yine Dönme Dolap'tan park ve havuz manzarası.

Galaxi, Korku Tüneli, Labirent ve çocukluğunu yaşayamayanlar için Atlı Karınca.

Salgıladığınız fazla adrenalinden kurtulmak için birebir.

24 Eylül 2010 Cuma

NTVSpor Fantezi Futbol Komedisi

Ntvspor Fantezi Futbol ligindeki, "Kadronuza Vodafone ile 2 yıldız futbolcu ekleyin!" kampanyası yüzünden protesto ediyorum ve daha önce kurduğum takımımı tasfiye ediyorum. Yazıklar olsun.

22 Eylül 2010 Çarşamba

Aykut Fetişizmi

Daum'a çakalım hocam Aykut'u eleştiremiyoruz ne de olsa...

Kayseri gibi zorlu bir deplasmana yedek klübesine bir stoper almadan gitmenin de ne önemi var ki. Gözünü seveyim kimin aklına gelir sakatlık falan olacağı, düşünme böyle şeyleri, zorunlu bir müdahale ya da gereksiz bir sertlik sonucu görülebilecek kırmızı kartları ise aklına dahi getirme. Bakma sen 3 gün 3 gece oynansa 0-0 bitecek maçın Selçuk girdikten sonra 2 dakika içinde kaybedildiğine. Hocanın bunda ne kabahati var ki nereden bilsin Selçuk'tan stoper olmayacağını tek bir hazırlık maçında ya da antremanda denememiş sonuçta. Nasip Kayseri deplasmanınaymış.

Alex de çıkar hocam elbet efsane de olsa futbolcudur sonunda daha önce de çıkmıştır hem*. HoAmca'ya kulak asma sakın "Galipken de Alex çıkıyor mağlupken de Alex bu işte bir gariplik var" sözlerine.Tribünler tapmış da ne olmuş hocam 5 yılda 1 şampiyonluk, hatice değil netice hesabı işte.

Hem Daum'un Aragones'ten almış olduğu moral motivasyonu yüksek güçlü kadroyu da unutmayalım. Stoch'u Dia'sı olmasa da Kazım'ı vardı Daum'un bir de Guiza'sı Niang'ın yerine.

Madem Aykut'u eleştiremiyoruz hocam;

Çak o zaman çak çak....

*Bu cümlede ironi yoktur.

Hatice'ye Değil Neticeye Bakmak

Daum’u yere göğe sığdıramayanlar, Aykut’un hala Daum’un sistemini, oyununu oynattığını söyleyenler, Bjk maçında Daum’un aynen yapacağı hareketi (Alex-Cristian değişikliğini) düşünmeden Daum olsa kazanırdı bu maçı muhabbeti yapıyorlar hala. Çakayım Daum’a. Yaşattığı şampiyonluklardan çok takıntıları ve yaşattığı travmaları hatırlayacağım.

Dolamışlar bir Alex-Aykut muhabbetini dillerine sahada oynanan oyunu görmüyorlar. O dakikada Alex’ten başka kimi çıkarabileceklerini düşünmüyorlar. Girene değil de çıkana takılmış herkes. Alex yerine başkası çıkmış olsa sanki takım geri yaslanmayacakmış sanıyorlar. İleri gitmeyi sadece Alex’in paslarından ibaret zannediyorlar. Hatice’ye değil neticeye bakar olmuş herkes.

Al gülüm ver gülümden başka bir şey oynamamış Bjk’yi yere göğe sığdıramıyorlar. Neymiş %60’a %40’mış. Neymiş 350 isabetli pasa 150 isabetli pasmış. Fenerbahçe’nin geçen sezon böyle oynayıp da kaleye tek şut atmadığı maçlarını ne çabuk unuttunuz. O maçlarda ettiğiniz küfürleri, beğenmediğiniz oyunu ne çabuk unuttunuz da Bjk’nin bu oyununu şimdi alkışlıyorsunuz.

21 Eylül 2010 Salı

RoKa FF Ligi - 5. Hafta Sonuçları

5. hafta sürpriz bir sonuçla açıldı. Geçen haftanın flaş ekibi Trabzonspor bu hafta da evinde ligin zayıf takımlarından Manisaspor’u ağırlıyordu. Çoğunluk Trabzon’un geçen haftaki gibi fark atacağına nerdeyse emindi. Ancak Teknik direktör değişikliğine giden ve geçen yılın gol kralını takıma katan Manisaspor bu beklentileri boşa çıkardı. 1-3 gibi net bir skorla Trabzonspor’u devirdi. Tabi bunda geçen hafta sahada şov yapan Trabzonlu oyuncuların kıçlarının gökyüzünde dolanması da etkili oldu. Makakula attığı 2 golle takımını sırtlayan isimdi.

Sivas gecen hafta yediği 6 gole rağmen hala dikiş tutturamayan Es-Es karşısında 1 puanı hanesine yazdırdı kendi evinde. Ankaragücü ise evinde ligin dibine demir atan ve geçen seneki takımı mumla aratan Kasımpaşa’yı 3-0 gibi net bir skorla devirdi. Antalya ise ligin başaltı takımlarından Kayseri’yi evinde 2-1 ile geçmeyi başardı. Antalya da Manisa gibi toparlanma sürecinde. Bülent Uygun, Beşiktaş’a karşı gösterdiği korkak tavrı Galatasaray’a da gösterince GS bir şey oynamamasına rağmen maçı 0-1 kazandı. Buca’nın el freni Antep’te olduğu gibi teknik direktörü. Karabük ise Buca gibi lige yeni çıkmasına rağmen aksine içerde ve dışarıda atak futbolunu sahaya yansıtmaya devam ediyor ve Cernat gibi tecrübeli ve Emenike gibi güçlü oyuncuları ile yenilse daha gol atıyor. Bu hafta HoAmca’nın takımı Gençler’i 3-0 ile rahat geçtiler. Emenike, Makakula gibi geçen sene kaldığı yerden devam ediyor. İBB ise zor bela Konya’yı 1-0 yendi. Ziya Doğan’ın takımı dirençli gibi görünüyor ama gol yollarında biraz etkisizler sanki.

Ligin ilk derbisinde ise FB ve BJK 1-1 berabere kaldı. Ki ben kazanacağımızı düşünüyordum. Maç boyunca açık vermeyen savunmamız sadece bir kez adam kaçırdı ve o da Volkan’ın gereksiz çıkışlarından biriyle birleşince BJK’nin golü geldi. Maça iyi başlayan taraf BJK idi ama ilk yarının ortasında FB sazı eline aldı ve golün dışında, Niang, Alex, Gökhan Gönül ve Dia ile bu yarıda 4 net pozisyon buldu. İkinci yarı ise top tamamen BJK’nin ayağındaydı. Bunda takımın ister istemez skoru korumak adına çok fazla geriye yaslanması ile Aykut’un kontra atak düşüncesi etkili oldu. Buna rağmen Dia ile yine kaleciyle karşı karşıya pozisyonlar bulduk ancak bunları gole çeviremedik. Schuster’in Bobo hamlesine Aykut Alex’in yerine Baroni’yi alarak cevap vermeye çalıştı ama bence yaptığı tek yanlış bu oldu. Belki yediğimiz golü etkilemezdi ama Alex’in yerine Stoch’un girmesi daha fazla kontra atak bulmamıza ve BJK defansını daha uzak tutmamıza yarayabilirdi. Emre’nin ilk yarı sonunda sakatlanıp oyundan çıkması da takımı olumsuz etkiledi bence. İkinci yarının bizim sahamızda geçmesine daha çok bizim izin verdiğimizi düşünüyorum. BJK, favori gösterildiği maçta etkili değildi bence. Evet topa sahiplerdi 45 dakika boyunca ama tehlike oluşturabilecek Quaresma’nın şutu ve Toraman’ın kafası dışında pozisyonu yoktu ki onlar bile bizim yakaladığımız pozisyonlar gibi kaleciyle karşı karşıya bariz gol şansları değildi. Volkan’ın hatası 2 puandan fazla kulübün bütünleşmesini ve moral bulmasını engelledi. Ama illa ki farkı 2’ye çıkarmalıydık. Hakem Cüneyt Çakır ise tamamen ezildi. Çaldığı faullerde, verdiği vermediği kartlarda eyyam yaptı.

Haftanın dün oynanan son karşılaşması ise çıkan olaylar sahaya atılan maddelerden birini yan hakeme isabet etmesi üzerine tatil edildi. Antep taraftarı yenilen golden sonra dayanamayıp kötü gidişe müdahale etti. Bursa’nın hükmen galip sayılacağı ve Antep’in en az 2 maç ceza alacağı konuşuluyor. Ömer Erdoğan’ın attığı gol güme gidebilir :)

FF’de bu haftanın en çok kazandıran ilk 11’i şu şekilde;

Kaleci:
Ivankov (Bur), Ufuk (GS), Tomic (Kar), Hasagic (İBB), Özden (AG): 6 Puan

Savunma:
Ömer Erdogan (Bur): 14 Puan
Kerim Zengin (Kar): 8 Puan
Ve gol yemeyen Bursa, Gs, Karabük ve A.Gücü’nün defans oyuncuları: 6 Puan

Ortasaha:
Ayhan (GS), Sapara (A.Gücü): 9 Puan
Guti (BJK), Selcuk (TS), Ceyhun (Siv), Sedat (Ant), Hakan (Kar): 8 Puan

Hücum:
Makakula (Man), Emenike (Kar): 10 Puan

Ortasaha oyuncuları bu hafta iyi puanlar kazandırdılar. Tabi doğru tercihleri yapabilen FF oyuncularına.

RoKa FF’de ise her ne kadar hale verilmeyen asist puanları olsa da bugün itibariyle 5. Haftanın ilk 5’i şöyle:

5. Haftanın En İyileri:
1. PEARL JAM: 53 Puan
2. Azbispor: 48 Puan
3. Cipolla FC: 45 Puan
4. HoAmca Wednesday: 44 Puan
5. Amelespor & Diego Jr.: 43 Puan

Geçen haftanın birincisi PEARL JAM yine zirvede bu hafta. Kendisini tebrik ediyorum. Diego Jr ise yine ilk 5’e girmeyi başardı bu hafta. Onun dışında Azbispor, Cipolla, HoAmca ve Amelespor isimlerini zikredelim. Sonunda ilk 5’te gördük kendilerini ki Amelespor geçen haftanın en en sonuncusuydu.

Genel sıralamada ise geçen haftanın birincisi ile ikincisi ve üçüncüsü ile dördüncüsü yer değiştirdi. Beşinci ise değişmedi.

Genel Sıralama:
1. PEARL JAM: 231 Puan
2. Diego FC: 221 Puan
3. kmucek: 212 Puan
4. Atletico Tucuman: 210 Puan
5. 34United: 193 Puan

türkçesi tokat-tır...

AMA ....."YAVŞAK " da ne kadar güzel bir sözcüktür, değil mi?

YAV- diye alt perdeden başlayıp. Ş harfinden aldığı güçle surata tokat gibi patlar ....

Gözünü sevdiğimin Türkçesi ...'' HALUK BİLGİNER (Radikal)

16 Eylül 2010 Perşembe

RoKa CL Fantezi Futbol 1.Hafta Sonuçları

Şampiyonlar Ligi’nde ilk maçlar geride kaldı. Arsenal, Chelsea ve Barcelona zayıf rakipleri karşısında farklı kazanırken, ligdeki tek Türk takımı olan Bursa ise evinde Valencia’dan 4 yiyerek haftanın en farklı mağlubiyetlerinden birini aldı.

A Grubu: 2 maç da 2-2 berabere bitti. İlk yarısı oldukça hızlı geçen maçta Twente evinde Inter’e yenilmezken, yine aynı şekilde Bremen, Tottenham karşısında 0-2 geriye düştüğü maçtan beraberliği kurtarmayı başardı. Daha önce blogda yer verdiğimiz, alkollü araç kullandığı için kulübü tarafından cezalandırılan Theo Janssen Twente’nin ilk golünü atan ve Milito’nun kendi kalesine attığı golde korneri kullanan oyuncuydu. kulübüyle Twente’nin ilk golünü Başından beri bu grubun zorlu geçeceği belliydi ve ilk maçlar da bu yöndeki tahminleri boşa çıkarmadı.

B Grubu: Kazananlar ev sahipleriydi. Lyon Schalke’yi 1-0 ile, Benfica da Tel-Aviv’i 2-0 ile geçip 3 puanı hanelerine yazdırdılar. Lyon’un 50 dakika 10 kişi oynayan rakibi karşısında 2. golü bulamaması onlar için sıkıntı olabilirdi. Dünya kupasında izlediğimiz Bastos tam kendine göre bir takım bulmuş dedim kendi kendimi maçı dönüşümlü izlerken. Benfica’lı Cardozo attığı golden sonra kendi tribünlerine "sus" işareti yaparak onların tepkilerini daha çok çekti. Anlaşılan arada bir gerginlik var.

C Grubu: Manchester evinde Rangers’la berabere kalırken -ki sanırım gecenin en boktan maçıydı-, Valencia Bursa’yı 0-4 ile rahat geçti. Rotasyoncu Ferguson hem beni hem HoAmca’yı yaktı. Bursalıların hayalleri daha ilk maçtan yerle yeksan olurken Valencia’nın 2 golünü forvetleri 2 golünü de ortasaha oyuncuları attı. Bir de Joaquin var takımda. Daha ne olsun.

D Grubu: Barcelona beklendiği üzere Pana’yı rahat geçerken sahada tabi ki yine Messi şov vardı. Neyse ki 2 den çok atmadı. Bir penaltı kaçırdı, bir de Pedro’nun attığı golden önce topu iğne deliğinden geçirip 2 direği birden vurdu. Messi’nin bu izlenesi futbolunun dışında Barça’nın attığı bütün gollerde ve bütün oyununda bir estetik bir zeka var. Bu jenerasyonu çıplak gözle bir kez olsun izlemek lazım. Pana 5 gol yemesine rağmen kaliteli kadrosuyla bu grubun 2. olur. Govou ise attığı golle önce kendisini kadroya alan sonra çıkaran bendenizin kafamı duvardan duvara vurmama sebep oldu. Kopenhag evinde Rubin’i 87.dakikada bulduğu golle devirerek grupta iyi bir avantaj sağladı.

E Grubu: Geçen yılın finalisti Bayern evinde gruptaki en güçlü rakibi Roma’yı 2-0 ile geçmeyi başardı. Goller Alman milli takımının dünya kupasındaki iki vazgeçilmezi Müller ve Klose’den geldi. Olic’e saygım sonsuz. Futbol emekçisi deyince bir Olic, iki Kuyt’tır ama Klose’nin de kenarda oturmasını anlamıyorum. Cluj-Basel maçı ise benim için gecenin sürprizlerinden biriydi. Cluj evinde 3 dakikada 2 gol attı ve skoru da korumayı bildi. Basel’in en az beraberlikle döneceğini düşünmüştüm ama Stocker’in attığı gol onlara yetmedi.

F Grubu: Diğer bir sürpriz ise S.Moskova’nın deplasmanda Marsilya’yı tek golle geçmesiydi. Taiwo, Mandanda, Heinze gibi sevdiğimiz adamların yenilmesi beni üzdü ama Moskova’nın başında da tanıdık bir isim var, Valeri Karpin. Onu da severiz. Drogba’nın yokluğunda Chelsea’nin gol yükünü çeken isim Anelka’ydı zayıf rakip Zilina karşısında. İlk yarı 0-3 bitip 2. yarının başında da 4. gol gelince 6 rahat olur demiştim ama Chelsea Arsenal gibi çıkmadı. Sturridge ve Essien skoru belirleyen isimlerdi. Zilina’nın bir gol atması bile başarı.

G Grubu: Madrid, Higuain’in kaldığı yerden devam etmesiyle Ajax’ı evinde 2-0 devirdi. Mesut’un gelmesiyle Higuain’in bu sezon daha fazla gol atma ihtimali yüksek. Dünya kupasında kendisini tek geçen HoAmca’ya işe yaramaz 2 forvetini bir kenara bırakıp Higuain’i kadrosuna dahil etmesini salık veriyoruz. Grubun diğer favorisi Milan ise yine evinde Auxerre’i yine aynı skorla geçti. Goller, İtalya’ya döner dönmez kendini bulan Ibrahimovic’ten geldi. Ama yine de ben kendisinden hala nefret ediyorum. Yeni transfer Robinho ise burada oynarsam BJK’ye transfer olduğumda Avrupa Ligi’nde oynayamam diye oyuna yeden kulübesinde başladığı maçı orada bitirmek istese de 55. Dakikada zorla Pato’nun yerine oyuna girdi.

H Grubu: Kaptan Fabregas ve Arshavin’in güzel oyun ve gollerine Van Persie’nin yokluğunu aratmayan Chamakh ve 63’de oyuna girip 2 gol birden atan Dünya Kupası’nda oynadığı oyunla göz dolduran Meksikalı Vela’nın da katılmasıyla grubun favorisi olan Arsenal yarım düzine gol bıraktı Braga ağlarına. Grubun diğer maçında ise Donetsk evinde Partizan’ı 1-0 ile geçti. Klasik Lucescu savunması ve oyunuyla. Kaptan Srna maçtaki tek golü atarak beni dertlere salan başka bir oyuncu oldu. Donetsk’in gol silahlarından Fernandinho’nun cuma günü oynanan lig maçında ayağının kırılması hem kendisi, hem takımı hem de bizim için tam anlamıyla bir talihsizlik.

Gelelim Fantezi Futbola. Haftanın en çok kazandıran ilk 11’i ile başlayalım:

Kaleci:
Dykan (Mos) (8)
Savunma: Luisao (Ben) (12) - Srna (Sha) (11) - Badstuber (Mun) (9) - Van Buyten (Mun) (9)
Ortasaha: Fabregas (Ars) (19) - Arshavin (Ars) (14) - Hernandez (Val) (11)
Hücum: Anelka (Che) (13) - Messi (Bar) (12)

İsimlerin yanındaki ilk parantezler takımların kısaltması, ikinciler oyuncuların bu hafta aldıkları puanlar.

Romantik Kanaryalar Ligi’nde Dünya Kupası’nda ağzı yanan Raistlin Juniors 82 puanla zirveyi DMT United ile paylaştı ilk maçlar sonunda. Onların en yakın takipçisi ise 80 puanla Azbispor. 15 takımlı ligimizde 8 takım ortalamanın üzerinde puan alırken benimle birlikte 7 takım ortalamanın altında kaldı. Oyuna dahil olan tüm oyuncuların %52’sinin kadrolarına Messi’yi almalarına inat eden ben ve HoAmca gibiler 12 net puandan oldular bu hafta. Canımız sağolsun. Ya da Arshavin sağolsun.

RoKa Head To Head ligine ise Cipolla FC, DMT United, Raistlin Juniors, Mulenovic SK, UncleHo, Azbispor ve bendeniz galibiyetle başlayarak 3 puanı hanemize yazdırdık.

8 takımın katıldığı Predictor Tahmin Ligi’nde ise en fazla doğru tahmini yaparak 1698 puan alan Azbispor ilk sıraya yerleşti. Dünya Kupası’nda rezil bir performans sergileyen bendeniz 1255 puanla 2. sırada yer alırken yine Dünya Kupası’nda poposuyla top durdurur gibi tahmin yapan ve rekor üstüne rekor kıran Raistlin Juniors bir puan geriden gelmekte. Bu alanda spektaküler oyununu alıştığımız Serkane ise İstanbul’a yerleşme teleşından olsa gerek henüz aramızda değil.

Madem aramızda olmayanlardan bahsettik buradan tekrar bir çağrıda bulunalım onlara; Amarilla, Owner, Alkolik, Or-Ka, alsomo ve NTV Spor Fantezi Futbol ligimizde olup da henüz burada olmayan sevgili dostlar, hepinizi bekliyoruz en kısa zamanda.

Son olarak, bırakın D-Smart’ı Digitürk’ü gidin bir "Rüya Kutu" alın CL maçlarının hepsini izleyin rahat rahat. Kimseye minnet etmeyin.

15 Eylül 2010 Çarşamba

Gurur, Turuncu ve Mavi…

25 Haziran 1914 yilinda kurulan Aalesund Futbol Kulubu ya da lokal adiyla Aalesunds Fotballklubb, Norvec’in sportif anlamda olmasa da markalasma anlaminda onde gelen kuluplerinden. Her ne kadar altyapilarindan Riise kardesleri cikarmayi basardiysalar da gectigimiz sezon finalde ezeli rakibi Molde FK’yi yenerek tarihinde ilk defa Norvec Kupasi’ni muzesine goturmesi ve bu sayede katilmaya hak kazandiklari UEFA Avrupa Ligi’ne 3.on eleme turunda Iskoc Motherwell’e elenerek veda etmeleri kulubun sportif duzeyini anlamaniza yardimci olabilir saniyorum.

Fakat kulubun sportif gecmisini bir yana koyarsak yazinin girisinde de belirttigim uzere kulubun gorsel kimlik ve butunlesik pazarlama iletisimi konusunda yaptigi calismalar Avrupa’nin en onemli kulupleriyle yarisacak duzeyde. Bu alanda yaptiklari calismalar arasinda en cok dikkat ceken ise Sanat Yonetmeni ve Grafik Tasarimcisi Tom Emil Olsen’in elinden cikanlar. Olsen’in calismalari gerek kaliteleriyle gerekse de ayrintilara verilen onemle benzerlerinden farklilasmayi basariyorlar. Her firsatta kurumsallasma ve markalasma kavramlarini resmi kanallar vasitasiyla gozumuze sokmaya calisanlar icin bir ornek teskil eder mi bilemem ama Olsen’in Aalesund icin hazirladigi "Gurur, Turuncu ve Mavi" temali diger keyifli gorseller de hemen asagida…



RoKa Fantezi Futbol Ligi - 4. Hafta Sonuçları

4. hafta, Bursa’nın Es-Es karşısında 0-1 geriye düşmesine rağmen sahadan 2-1’lik galibiyetiyle başladı. Es-Es, Ivankov’un hatasından bulduğu golün kıymetini bilemedi. Kötü performansları devam ediyor. Bursa ise kazanma isteğini özellikle 2. yarıda sahaya yansıttı.

Cumartesi maçlarını hava muhalefeti nedeniyle izleyemedim. Sonrasında da Fener’in kaybetmesi üzerine gazete bile açmadım. Kayseri yolcularının söylediğine göre takımda hiç ama hiç bir şey yokmuş kayda değer. Aykut’un Kayseri’ye savunmacı götürmemesi ise ayrı bir rezalet bana göre.

Konya-Buca maçı beklendiği üzere beraberlikle sonuçlanırken, BJK A.Gücü’ne hak ettiği değeri verdi, 4-0. Quaresma’nın sakatlanması birçok Fantezi Futbol (FF) oyuncusuna son anda takımlarında revizyon yaptırdı. Ve maalesef ki Schuster’in rotasyonu beni bir kez daha yaktı. Kaptanım İ.Üzülmez 90+ da bile oyuna giremedi. Antalya ise beni şaşırttı. Daha doğrusu Manisa şaşırttı. Makakula’nın da takıma katılmasıyla evinde Antalya’yı yeneceklerini düşünüyordum ama sanırım Hakan Kutlu’nun postalanması için bu mağlubiyet gerekli imiş. Manisa’nın işi bundan sonra çok zor.

Pazartesi maçlarını ise hanımların yokluğunda HoAmca ile beraber izledik. Dönüşümlü olarak Trabzon-Sivas, Kasımpaşa-Karabük ve sonrasında GS-Antep, Gençler-İBB. Dönüşümlü maç izleyenlere bir tavsiye; bulunduğunuz mekanda internetiniz varsa Ligtv-Canlı Sonuçlar kısmından izleyemediğiniz bütün maçları seçip gol ve kırmızı kart oldukça Melih Şendil’i bağırtabilirsiniz.

Trabzon gol olup yağdı bu hafta. Yattara ve Teofilo 2’şer gol atarken Selçuk ve oyuna sonradan giren Burak da skora katkı yaptılar. Şenol Güneş sanki bu skoru en başından istemiş gibi Teofilo, Yattara, Umut ve Jaja’yı beraber sürdü sahaya. Trabzon iyi gidiyor. Daha da giderler.
Tabi bu arada HoAmca’nın kulağı Yekta’dan, benim kulağım ise Emenike’den gelecek gollerde. Emenike atmasa da attırıyor, Yekta ise en fazla kaleciye takılıyor. Karabük ilk maçından beri korkak oynamıyor. Bu cesur oyunları onları seneye de süper ligde izleyeceğimizin sinyallerini veriyor. Gençler-İBB maçında ise tahminler ters yönde değişiyor. Bu sefer HoAmca kazananı bilirken maçın başında gereksiz penaltıdan gelen Gençler golü 3 İBB’li oyuncuyu kadrosunda bulunduran bendenizin moralini fena halde bozuyor. Amca’nın dediği gibi İBB büyük maçlarda döktürmeye diğer maçlarda yatmaya devam ediyor. Thomas Doll sonunda kazanıyor. GS’de yalandan kazanıyor. Tribünler gergin bir bekleyiş içinde bizim gibi. Sahaya inmekle takımı desteklemek arasında gidip geliyor.

Gelelim bu haftanın FF sonuçlarına.

Haftanın en çok kazandıran oyuncularını bundan sonra mümkün mertebe ilk 11 şeklinde vermeye çalışacağım. Dünya Kupası ve Şampiyonlar Ligi’ndeki "Dream Team" misali.

Kaleci:
Ufuk Ceylan (GS) - Cenk Gönen (BJK) - Souleymanou Hamidou (Kay): 6 Puan

Savunma:
İbrahim Toraman (BJK): 14 Puan
Orhan Sam (GB): 9 Puan
Orhan Ak (Buc)-Hakan Aslantaş (Kon)-Gökhan Süzen (İBB)-Eren Aydın (Man): 8 Puan

Ortasaha:
İbrahima Yattara (TS) - Necati Ates (Ant): 14 Puan
Jonathan Santana (Kay) - Furkan Ozcal (Kay): 9 Puan

Hücum:
Bobo (BJK) - Teófilo Gutiérrez TS): 10 Puan

Görüldüğü üzere haftanın en çok kazandıranları İbrahim Toraman ve Yattara. Onları 10’ar puanla Bobo ve Teofilo takip ediyor. Rakamlar da bu haftanın favori takımlarının Trabzon ve BJK olduğunu açıkça ifade ediyor.

Genel Sıralama:
1. Diego FC: 179 Puan
2. PEARL JAM: 178 Puan
3. Atletico Tucuman: 175 Puan
4. kmucek: 171 Puan
5. 34United: 160 Puan

Romantik Ligimizde ise lider değişmese de bu hafta üst sıralar oldukça sıkıştı. Haftaya ortalık iyiden iyiye karışabilir. Bu haftanın en iyisi ise 41 puan alan PEARL JAM oldu ve genel klasmanda da ikinciliğe yerleşti. Rasitlin Juniors ilk kez bir hafta sonunda üst sıralarda yer alacak kadar puan alabildi. Sanıyorum bundan sonra Şampiyonlar Ligi Fantezi Futbol’da aldığı birinciliğin gazıyla toparlanmaya başlar. Bu arada haftanın en çok puan alanlarından biri de Diego Jr oldu. Ki kendisi gerçekten Diego Jr olur. Boynuz kulağı geçiyor mu ne? Haftanın en rezillerine ise diyecek bir şey bulamıyor, utanırlar belki diye not düşüyorum.

4. Haftanın En İyileri:
1. PEARL JAM: 41 Puan
2. DepDepSpor & Diego Jr: 40 Puan
3. Fc Adsız Nefer & Raistlin Juniors: 36 Puan
4. kmucek: 35 Puan
5. ccc Livorno ccc: 34 Puan

4. Haftanın Rezilleri:
31. FC Don Kisot & 1hiç: 16 Puan
32. Gençgolcüler & MULE: 15 Puan
33. Tribünsel Team & OLyon: 14 Puan
34. solucanınho: 12 Puan
35. Amelespor: 4 Puan

İnleyen nağmeler ruhunuzu sarsın.
Haftaya derbi heyecanıyla görüşmek üzre.

13 Eylül 2010 Pazartesi

CL Fantasy Football

HoAmca'nın deyimiyle "Haydi Er Meydanına"

Şampiyonlar Ligi Fantezi Futbol başlıyor. Zaman az, hemen buradan uye olun. Takiminizi kurun ve asagidaki liglerimize katilin.

Herkesi bekliyoruz efem.

Classic League: 99363-18408
Head To Head League: 99363-18422

Ve tabi ki tahmin ligi. "Fantasy" sekmesinin yanında "Predictor"

Lig adı: Romantik Kanaryalar
Sifre: roka

10 Eylül 2010 Cuma

Kayseri Yolcusu Kalmasin...

Fotograf 2 sezon oncesinden Kayseri Kadir Has Stadi'nin acilis macindan. Aragones yonetimindeki Fenerbahce o gun Semih ve Alex'in golleriyle maci 0-2 kazanirken zirve iddiasini devam ettirmeyi basariyordu, sonrasi ise malum...

1 senelik aradan sonra yarin bir defa daha Kayseri yollarina dusuyoruz sevdamizi haykirmak icin, yolcu listesinde HoAmca, Alkolik, AA, Elbir ve ben variz. Biletler hazir ama bayram dolayisiyla deplasman organizasyonlarinda sıkıntı olunca bu defa ki ulasim aracimiz otobus degil otomobil. Bu macla beraber deplasman sezonunu da acmis oluyoruz, sonraki haftada da Kadikoy'u selamlayacagiz derbi mucadelesi icin...

Haydi yolluklar hazirlansin, Kayseri yolcusu kalmasin...

8 Eylül 2010 Çarşamba

Futbolun İçinden

Futbolun içinde herşey var; hırs, mücadele, estetik, attığın güzel bir ara pasın ardından takım arkadaşına attığın bakışın verdiği keyif ve belki biraz da şiddet. Dün gece Romantik kardeşlerim ile birlikte futbolun nerede ise tüm güzelliklerini sunduğumuz maçın sonlarına doğru,arkadan yediğim tekme sonrası çıkan olay yüzünden kardeşlerimden ve rakip takım arkadaşlardan özür dilerim. Ama her ikisi de futbolun içinde var arkadan tekme yemek de, belki sonrasında çıkan gerginlikte. Zidane'ın Materazzi'ye attığı kafa hala hafızalarımızda. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim dün akşam Ömer Üründül'ün tabiri ile kollektif futboldan örnekler sunduk diyebilir miyiz? Herkese saygılar, sevgiler.

İşin Sırrı 3 F'de, İki Kere Rafine...

Haber şöyle:

‘’Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, referandum öncesinde NTV’ye konuk oldu.Başbakan Erdoğan, 2012 Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu'nda Türkiye’nin Belçika’yı 3-2 yendiği maçla ilgili bir soru üzerine maçın ikinci yarısını izleme fırsatı bulduğunu söyledi.Bu sırada Milli Takım futbolcuları canlı yayına telefonla katılarak Erdoğan’a sürpriz yaptı.Milli Takım’ın kaptanı Emre Belözoğlu ile konuşan Erdoğan, futbolcuları galibiyetten dolayı kutladı. Başbakan Erdoğan, NTV yayınında Belçika’yı 3-2 yenen Milli Takım futbolcuları Emre, Arda ve Nihat'la konuştu. Erdoğan’ın “Şanslısın, yine bilardo gibi gol attın” sözlerine Arda, “Sizden öğreniyoruz” diye yanıt verdi.’’

Dünyanın en uzun süre iktidarda kalan faşist diktatörü Franco’ya kendisiyle yapılan bir röportajda ‘‘Yahu ülkenin yapısı bozuk! ekonomisi kötü, halk perişan!...herkes adaletsizlikten yakınıyor. ama, hiç isyan yok!... bunu nasıl sağlıyorsunuz?’’ diye sormuşlar:

Demiş ki; ‘’Halkı 3 f ile meşgul ediyor, yüz bin kişilik beşiklerde de uyutuyorum’’

Bu 3 F’de şunlarmış: Fado, fiesta, futbol. Yüzbinlik beşik ise stadyumlar.

Etiketleri yan yana getirince: Franco, Erdoğan, faşist, futbol, diktatör... Anladın sen, anladın?!

Düzeltme: Tarjeta, yaptığı yorumla düzeltmiş yazdıklarımı. Diktatör Franco değil Salazar'mış. F'lerden biri fashion değil Fadoymuş. Teşekkürler kendisine. Ama değişmeyen birşey var faşist, diktatör, futbol ve Erdoğan kelimeleri.

7 Eylül 2010 Salı

Hamamönü'nde Ramazan Eğlencesi

Hamaönü’nün atmosferi hakkında Ramazan boyunca güzel şeyler duyduk. Tam olarak neresi burası deseydiniz bu cumartesiden önce cevap veremezdim. Şimdi biliyorum. Tarihi Karacabey Hamamı’nın önü; Hacettepe Hastanesi’nin arka tarafı. Hastanelerden Cebeci’ye giden yolun alt tarafı.

Bölge, Altındağ Belediyesi sınırları içerisinde ama duyduğumuza göre restorasyonu ve Ramazan eğlenceleri için mekanı Büyükşehir hazırlamış. Civardaki evler restore edilmiş, Tosun’un babasının dediğine göre eskiden çakal mekanı olan bölge temizlenmiş. Cumbalı evleri görünce orada yaşayasımız geldi.

Ramazan boyunca akşam eğlenceleri düzenlenmiş, konserler, açık hava sinemaları, Hacıvat-Karagöz, halkın el emeği göz nuru yaptıklarını sergileyip satabildikleri standlar, yiyecek içecek standları, restoranlar, cafeler, çay ocakları, simit sarayları, önlerinde tavla sehpaları, yanlarında nargileler...

Sonra seyyar satıcılar, tavşanlı niyetçiler, lokma tatlısı, allı ballı, pamuk şeker, süt mısır, patlamış mısır, yeni moda bardakta mısır, son model sabun köpüğünden baloncuklar...

Kısacası her şeyden biraz biraz var.