Askere gitmeden önce HoAmca'ya kıyak kisvesi altında geçen cumartesi Hep Sararan Çınarlar ve Hep Yeşil Kalan Çamlar'ın müsait olan, hanımdan izin alabilen ve zamanında uyanabilenleri ile birlikte 1. Geleneksel Hamam Günleri faaliyetleri kapsamında güzel bir hamam sefası yaptık.
Hamam önünde buluşma saati 13'tü. Ancak, HoAmca, ben ve Tosun hamama çok uzak olmayan 19 Mayıs Stadyumu yanında amatör küme maçlarının yapıldığı toz toprak sahalar yerine sentetik çim döşenen sahalarda saat 11'de buluştuk. Amaç gençleri izlemekti hamam sefasından önce. Ben, HoAmca kadar takip etmiyordum Amatör küme maçlarını. Ama kendisi bu haftasonu yükselme grubunun başladığını ve güzel maçlar olacağını dipnot olarak verdi buluşma öncesi.
Programda saat 11:15'te başlayan 2 maç görünüyordu. Bize yakın olan sahada Başkent Edaş Spor kendi evinde Etimesgut Belediye Spor'u ağırlarken, uzak köşede ise Gölbaşı Belediye Spor, D.L.H. Spor'u konuk ediyordu. Kendi açımızdan doğru maçı yakından izleyeceğimizi düşünüyorduk, zira Başkent Edaş 1.Amatör Küme 5.Grubu (18 maçta 14 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 malubiyet ile) ve Etimesgut Belediye'de 4. Grubu (Başkentle aynı rakamlara sahip) lider olarak tamamlamışlardı. Tek fark, atılan ve yenilen gol sayılarındaydı. Başkent Edaş 66 gol atıp 6 gol yerken, Etimesgut 43 gol atıp 11 gol yemişti gruplarındaki maçlarında. Açıkçası bol gollü bir maç bekliyorduk :) Bu arada yan sahadaki Gölbaşı ve D.L.H ise aynı grupları 2. olarak tamamlamışlardı. (ayrıntılı bilgi için: www.aaskf.org.tr)
Tosun'un aldığı simitler ve benim getirdiğim termos çayı eşliğinde maçlar başladı. Yakın sahadaki Başkent-Etimesgut maçında ilk yarı Başkent'in ikinci yarı ise Etimesgut'un üstünlüğü vardı. Ancak gol atma becerisini sadece Başkent (fotoğraflarda kırmızı siyah formayla izlediğiniz) gösterebildi ve maçı 1-0 kazanmasını bildi. Başkent'in 6 numaralı forma ile izlediğimiz kaptanı takımı yönlendirmesi ve orta sahadaki başarılı performansı ile HoAmca'dan tam not alırken bendeniz de 10 numara ve turuncu ayakkabılarla mücadele eden forveti beğendim. Etimesgut'ta ise Hep Yeşil Kalan Çamlar'da oynayan ve telefon kulübesinde 3 kişiye çalım atıp sonrada oyunu diğer kanada rahatlıkla açabilen pivot santrafor arkadaşımızı (bundan sonra Eski 9 Niyazi olarak anılacaktır:) anımsatan 9 numaralı oyuncuyu başarılı bulduk. Bunlar dışında Başkent'in sağ açığı saçlarıyla HoAmca'nın ve Tosun'un gönlünde taht kursa da oynadığı oyun ile onları hayal kırıklığına uğrattı. Aynı hayal kırıklığını Etimesgut'un forvet hattının da bizlere yaşattığını belirtmek lazım.
Bu arada tabi bir yandan da bize uzak olan sahada Gölbaşı-D.L.H. maçını da takip etmeye çalıştık. Oyuncular bazında birşey söylememiz güç ancak genel görünüş itibari ile Gölbaşı'nın (fotoğraflarda kırmızı formayla izlediğiniz) daha baskılı oynadığını, buna rağmen D.L.H.'ın zaman zaman oyunu kendi lehine çevirdiğini söylemek mümkün. Süper Lig'de atılsa kesinlikle jeneriklik olacak bir organizasyon içeren Gölbaşı'nın birinci golü görülmeye değerdi gerçekten. Sonrasında penaltıdan gelen D.L.H golü ile diğer maç da gayet keyifli bir hal almıştı aslında. Bir tek Gölbaşı'nın durumu 2-1'e getiren golünü kaçırdık. Ama maçın sonlarına doğru D.L.H.'ın savunma güvenliğini bırakıp beraberlik için yüklendiği anlarda kontra ataktan gelen 3. Gölbaşı golünü gördük.
Bizim için gayet keyifli bir, hatta iki doksan dakika oldu. Ancak havanın serinlemesiyle birlikte üşümeye başlamıştık ki maçlar sona erdi ve hamamda bizi bekleyen Yeşil Çamların ve Sararan Çınarların yanına doğru yola düştük.
Ne kadar üşüdüğümüzü hamama girer girmez yüzümüze vuran ve vücudumuza işleyen sıcakla anladık. Şimdi sıra rahatlamaktaydı. Hemen odalara gidildi peştemaller giyildi, sulu şakalar yapılmayacağı konusunda anlaşıldı ve buhardan göz gözü görmez hamama dalındı. İçerde bizi bekleyen yapılı pala bıyıklı ve hemen hemen hepsi Tokatlı abiler bizi ürkütmedi zira kendilerine yabancı değildik daha önceki ziyaretlerimizden. Bu tanışıklık sayesinde Eski 9 Niyazi ve Or-ka arkadaşlarımız tellak Cemal abiden özel ilgi bile gördüler. Bizim keselenmemiz ve sabunlanmamız 15'er dakika sürerken kendileri en az yarım saat yattılar göbek taşında. Bu durum çıkışta yüzlerine yansımıştı. Aslında hepimizin yüzüne yansımıştı, zira herkes daha bir beyazdı :) 50 derecelik saunanın ardında içeride geçirilen sürede bütün kemiklerimizin yumuşamasından ve ölü derilerimizden tamamen kurtulmamızdan sonra hamamın kendine gelme bölümünde içilen portakal sularının, sodaların, ayranların ve tabi ki gazozların tadı da bir başka güzel geldi hepimize.
Bütün bunların üzerine güzel bir yemek yemek ve ardından tatlı rüyalara dalmak kalmıştı sadece geriye. Biz de eşyalarımızı toplayıp bir sonraki durak olan lokantanın yolunu tuttuk. Oraya kadar gitmişken Arjantin 78'e uğramanın muhabbetleri döndüyse de bu seferlik es geçildi. Midelerin de doldurulmasını müteakip öküz öldü ortaklık bozuldu.
Gelemeyenler lafım size, 2.Geleneksel Hamam Günlerinde sizleri de aramızda görmek isteriz.
Bu da Eski 9 Niyazi'nin tellak Cemal abiden gördüğü özel ilginin fotoğrafı. Buhardan pek seçilemiyor gibi olsa da Eski 9'un göbek taşında yattığı ve Cemal abinin kendisinin sırtında olduğu ve kendisine ayak masajı yaptığı hayal mayal seçilebiliyor sanırım :)
2 yorum:
guzel bir gun cok guzel anlatılmıs,
caylar icin ayrıca sagol diego
hamam cikisi cekilen fotograflarda hayatimda hic olmadigim kadar beyazim... :)
Yorum Gönder