22 Ekim 2010 Cuma

Pazarın Gelişi Perşembeden Bellidir...

TBF'nin işgüzarlığı yüzünden maçın tamamını canlı olarak izlemek mümkün olmadı ama kah TBF'nin canlı yayın ve istatistik sayfalarından, kah Twitter'dan, kah antu'dan bir şekilde takip etmeye çalıştım karşılaşmayı. Maçın hemen sonrasında ise FBTV'nin bant yayınıyla olan bitene hakim olabildim ancak.

Maç öncesinde beklentim çok çekişmeli bir mücadele olacağı yönündeydi. Kadro kalitesi olarak Fenerbahçe öne çıksa da Galatasaray'da Augustus'un dönüşü ve mevkisinin en önemli isimlerinden Sylvia Fowles'un transferi kafamda soru işaretlerine neden oluyordu. Başabaş geçen ilk periyottan sonra 2. ve 3. çeyreklerde maçın tartışmasız hakimiydi Fenerbahçe ve zaten bu 2 periyotta ortaya çıkan skor da bunun en net göstergesi:51-26. Son periyotta yaşanan olaylar ve yıllardan beri terbiye manyağı olmalarına rağmen hala uslanmayan Galatasaray taraftarının salon dışarısına çıkartılması maçın önüne geçtiyse de 30 sayıya kadar çıkan farkın kapanmadı ve Fenerbahçe 75-68'lik sonuçla 7. defa kupayı müzesine götürmüş oldu.

Maçın Fenerbahçe adına bu denli rahat geçmesinde en büyük pay hiç kuşku yok ki Birsel ve Nevriye'nin performanslarıydı. Karşılaşma öncesi herkes Taurasi, Augustus, Fowles gibi WNBA yıldızlarının öne çıkmasını beklerken derbiye damgasını vuranlar yerliler oldu. Fenerbahçe'nin yerli oyuncuları toplamda 42 sayıya imza atarken Galatasaray'ın yerlileri 30 sayıda kaldılar. Galatasaray yaptığı onca transfere rağmen Fenerbahçe'nin yerli kalitesine halen ulaşamamış durumda ve son senelerdeki derbi üstünlüğümüzde Birsel-Nevriye-Esmeral 3'lüsünün çok büyük emekleri var. Dünkü maçta çok şeyler beklediğimiz Taurasi oldukça düşük bir şut yüzdeyle oynamasına ve yalnızca 8 sayıda kalmasına rağmen ikili oyunları ve akıl dolu paslarıyla dikkat çekti. O takıma takım da ona alıştıktan sonra ilerleyen haftalarda gerek içeride gerek dışarıda çok canlar yakacaktır Dee.

Son olarak koç Laszlo'nun da hakkını vermek gerek, pozitif havasını takıma da yansıtmayı başarıyor Macar koç. Takıma yerleştirmek istediği pasa dayalı oyun dün çok net kendini belli etti, oyuncuların da boş arkadaşlarını bulma ve pas geçirme çabası birçok pozisyonda kolay basketler bulmamızı sağladı.

Önce Fenerium kupası, şimdi de Cumhurbaşkanlığı kupası...Geçtiğimiz sezon bıraktığımız yerden devam ediyor kadın basketbolcularımız...Ancak takımın yumuşak karnı pota altı ve konulan hedeflere ulaşmak için bu bölgede gerekli sertliği sağlamamız şart aksi takdirde Avrupa'da ilerleyen turlarda sıkıntı yaşarız...

Hiç yorum yok: