21 Ekim 2010 Perşembe

Euroleague'e Hızlı Başlangıç...

Yazdığım yazı Firefox'un azizliğine uğradı, o yüzden fazla uzatmadan kısa bir özet geçeceğim dün geceki Rytas maçıyla ilgili;

- Kaptan Damir Mrsiç için Euroleague yönetiminden izin alınarak düzenlenen tören memnuniyet verici hatta yeni salonun tamamlanmasıyla birlikte 12 numaralı formasının emekliye ayrılması gerektiğini düşünüyorum.

- Yeni demişken yeni koç, yeni oyuncular, yeni idari ekip taraftar için yeni umut anlamına da gelmiş olacak ki salonda önceki senelere göre hatırı sayılır bir taraftar topluluğu vardı - 8500 civarında biletli seyirci- , kaldı ki Mrşa'ya boş tribünler önünde veda etmek olmazdı. Tabi bu durumda geçici olarak ikamet edeceğimiz bir diğer "yeni" Sinan Erdem Spor Salonu'nun da etkisi vardı. Umarım ilerleyen karşılaşmalarda bu sayı 10000'in üzerine çıkar.

- Daha önce Türkiye Ligi'nde forma giymiş tanıdık isimlerin - bu isimlere El Amin de eklendi- çokluğuyla dikkat çeken eksik Rytas önünde daha ilk çeyrekten farkı açtık ve maçın sonuna kadar da sayı farkını belli bir bantta tutmayı başardık.

- Lavrinoviç'in Bandırma'da bıraktığı yerden devam etmesi sevindirici, 3lük çizgisinin geriye çekilmesi kısaların aksine onu pek etkilememiş gibi görünüyor. Dün yine Rytas potasına gönderdiği 21 sayıyla Fenerbahçe adına en çok sayı bulan oyuncuydu.

- Maç boyu gösterilen savunma gayretinin yanı sıra hücumda da 3 sayılık atışların artık birinci hucum opsiyonumuz olmadığını görmek sevindirici. Geçmiş yıllarda 20li 30lu rakamları gördüğümüz istatistik tablosunun bu hanesinde dün yalnızca 9 yazıyordu.

- Topu içeriye indirme isteğimiz takımdaki sayı dağılımını da doğrudan etkiledi ve uzunlar sayı yükünü çektiler. Özellikle Vidmar'a ayrı bir parantez açılabilir bu noktada hücumda ve savunmada kısıtlı yeteneklerine rağmen çok önemli işler yaptı dün ve yanılmıyorsam 15'i maçın 2.yarısında olmak üzere attığı 17 sayıyla Euroleague'deki kariyer rekorunu da kırdı. Sayılarının yanına eklediği 5 ribaund, 3 top calma ve 1 blok da cabası.

- Uzun rotasyonumuz oldukça iyiyken takımın dümeninde yalnızca Ukiç'in oturuyor olması ilerleyen maçlarda can sıkıcı olabilir. Dün 31 dakikayla en çok süre alan oyuncuydu Ukiç ve zaman zaman yorgunlugunun etkisiyle hatalar yaptı. Engin'in bir an önce sahalara dönmesini dilemekten başka bir çaremiz yok şu anda zira Greer bu rolü tam anlamıyla üstlenebilecek bir oyuncu değil.

- Yenilerden Tomas ve Kaya istenilen seviyelerde olmasalar da aldıkları süre giderek artmaya başladı. İki isim de dün hücumda çok etkili görünmeseler de savunmada gayretliydiler ve gayretleri istatistik kağıdında çektikleri 16 savunma ribaunduyla yer aldı. Bu noktada sürelerinden çaldıkları Emir ve Mirsad'ın oynamayan Can Maxim dışında dün en az süre alan oyuncular olduklarını belirtmekte yarar var. Geçen sene takımın yükünü çeken bu iki oyuncunun performanslarını yukarılara çekip Spahija'nın rotasyonundaki süreleri arttırmaları şart.

- Ömer Onan, Oğuz Savaş ve Kinsey için de birkaç söz söylemek gerekirse, üç oyuncu da standartlarının ne üzerisine çıktı ne de aşağısına indiler diyebiliriz. Yalnız Kinsey'in yaptığı muhteşem blokun Euroleague.net'de gecenin bloku ve Tomas'ın asistiyle gerçekleştirdiği smaçın da gecenin hareketi seçildiğini belirtmeden geçmeyelim.

- Maçın son periyotunda takımın gevşediği ve Rytas'ın 7-0'lık bir seri yakaladığı anlarda Spahija'nın aldığı mola ise onun takımdan istediklerini ve karakterini anlamak adına çok şey ifade ediyor.

- Sonuç olarak iyi başlamak önemliydi ve iyi başladık. Devamını da iyi getirmemiz gerekiyor sırada Cibona deplasmanı var ve takımın kapasitesini görebilmemiz adına bu da önemli bir karşılaşma. Şimdiden konuşmak için erken ama F4 hedefinin uzak bir hedef olduğunu düşünüyorum hele ki Olympiakos-Real Madrid karşılaşmasını izledikten sonra. Ama kurulan bu yapının ilk 8 için şansı var, sonrası ise biraz eşleşme şansı bolca çok çalışma.

P.S. Kısa özet diye başladım ama biraz uzattım sanırım, ne diyeyim hoşgörün basketbol yazmayı özlemişim.

Hiç yorum yok: