19 Ekim 2010 Salı

Kısa Kısa...

Yazıya en tepedeki isimden başlayalım bu akşam. Başbakan bir parti hakkında buyurmuş; “aldığınız oyların kıymeti yok; silahla alınan oy oy değildir” gibisinden. Bu apayrı bir konu ve sofralarda, dost meclislerinde uzun uzadıya konuşabiliriz. Demek istediğim, silahla alınan oy ile kömür vb. bilimum rüşvet ile alınan oy arasında demokrasi değeri açısından hiç bir fark yoktur. Tek fark, ikincide hem alanın hem verenin memnun olmasıdır ki, Bentderesi, Karaköy vb semtlerimizde icra edilen iş ile hiç bir fark arz etmez...

İkinci olarak Fenerium’u derbi öncesinde yaptığı muhteşem(!) hamleden dolayı canı gönülden tebrik ediyorum. Bu tişört mevzusunu çıkartanların, geçen sezon tüm camia ile yakın akraba olan anonsçu arkadaştan hiç bir farkı yok. Aynı seviyeye gelmeleri için Pazar akşamı futbolun tokadını yemeleri yeterli. Fenerbahçe’nin yukarı gittiği, Galatasaray’ın dibe gittiği doğru. Fenerbahçe'nin kadro kalitesinin ortaya çıkmaya başladığı, Galatasaray’ın ise zaten sıkıntılı olan kadrosunda en iyi iki adamını haftasonu kullanamayacağı doğru. Fenerbahçe’nin dikine, süratli ve her geçen hafta hızlanan futboluna karşılık, Galatasaray'ın sahaya hiç bir şey koymadığı ve savunma sıkıntılarının Fenerbahçe'nin ekmeğine yağ sürdüğü doğru. Fenerbahçe’nin 10 yıldır ezeli rakibine mabedinde su bile vermediği doğru. Taraftarın diğer tüm maçların aksine, bu maçlarda ( hatta artık sadece bu maçlarda) gerçekten sahada olduğu doğru... Bu doğrular listesini sabaha kadar uzatabiliriz ama bu futbol. Doğruların tümünü unutsakta bunu asla unutmamalıyız. Bunu unutmadığımız sürece daha nice 10 yıllar boğazın bu yakasında ekmek yok Mekteb-i Sultanililer'e.

Gelelim dün akşamki Konya – Fenerbahçe müsabakasının hakemine. Arkadaşım bu işin adamı değilsin sen. Git kendine uygun bir iş bul. Gözden ırak, gönülden ırak huzur içinde yaşa...

Sırada Ziya Hoca var, kendisi Aykut Kocaman’ın “Konya sert bir takım, maç sert geçecek” yorumuna dokundurmuş. Hatta alınmış! Herşeyi bırak, dün akşamki maçı bir kere daha izle lütfen. Hadi bu Fenerbahçe maçı diyelim; bundan önce oynadığın maçları izle bari. Farkındaysan artık tüm maçlar canlı yayınlanıyor ve kimin ne oynadığını herkes daha iyi biliyor. Alınma, futbol oynatmaya çalış...

Ve son olarak da Mehmet Demirkol... Yazılarınla üniversitede iken tanışmış ve uzun bir süre gazete seçimlerimde en önemli unsurlardan biri olmuştun. Nacizane görüşümdü, bambaşka biriydin. Ama sanki artık çok kılişeleştin ve vasat türk medyası yazarlarından hiç bir farkın kalmadı. Sormak istediğim soru şudur: Fenerbahçe’nin son iki ayda 20 yılın en kötü Fenerbahçe'sinden bugünkü durumuna nasıl geldiği? Şu an son yirmi yılın neresindeyiz? (Bu arada sen kötü Fenerbahçe görmemişsin. 90’ları unutma, unutturma!)

Şimdi blog ahalisi sorar bana. Dün akşamki oyun ve skordan sonra ne bu gider cümle aleme? Evde rakı bitmiş arkadaş...

4 yorum:

Tarjeta Amarilla dedi ki...

su hazirlanan tshirt rakibe saygisizliktan baska bir sey degil...biz burada veya baska platformlarda konusurur, yazar, geyik yapar, dalga gecer, egleniriz keza tersi durumlarda da galatasarayli arkadaslarimiz ayni seyi yaparlar ama sen kulup olarak bunu yapamazsin yapmamalisin, hele ki daha oynanmamis bir mactan once bu sekilde bir tshirt cikartmak o kadar anlamsiz ki..

nedir yani ciro mudur olay, eger oyleyse kac adet satacak sizce bu tshirt? evet maca ozel tshirt olabilir ama bu mactan sonra yapilir mac oncesi bunun yapilmasi rakibini tahrik etmekten baska bir halta yaramaz. hatirlayin gectigimiz senelerde gsstore'un "cildirin geliyoruz" tshirtlerini ne oldu sonunda geldiler ve yine zevkten cildirip donduler, tshirt de bir taraflarinda patladi...

merak ediyorum pazar gunu ters bir sonuc olursa bu tshirti hazirlayanlar tshirtleri nerelerine sokacaklarini da dusunduler mi?

Diego dedi ki...

tshirt konusunda diyecek birseyim yok zira siz soylemissiniz soylenecekleri. tek dilegim bunu hazirlayanlar bu mac sonunda bi yerlerine sokmak zorunda kalmasin. gerekirse biz yapariz o isi ama bu mac olmaz.

ziya dogan ve macin hakemiyle ilgili soylediklerine argo olmak uzere bircok sey eklemek isterdim ama blogu kapattirmayayım deyip geciyorum.

fenerbahceye giydiren sadece demirkol degildi. 2 ay once yapilan tartismalara bi baksak goruruz. aykut alex almıs basını gidiyordu. herkes aykut a giydirip daum u ariyordu. simdi ise ozer yerine alex ile gs karsisina cikilacagindan bahsediliyor (ne kdr muthis bir dusunce). demirkol da sacmaliyor zaman zaman evet. ama eger demirkol u sergen ve mustafa dogan ile izliyorsan op de basına koy. hele de sergen ile. ki bulsam o programların metinlerini her gun sergen in sacmalıklarını yayınlarım burada.

HoAmca dedi ki...

cok guzel yazmıssın alkolik. duygularımın tercumanı , sana 100'lük tekirdag feda olsun:)

Ziya Doğan takımındaki kasapların hesabını versin önce. Sanki Aykut yalan söylemiş.

aspayze dedi ki...

90'lar hakkaten feciydi ama 80'lerin ikinci yarısında 90'lar kadar hatta daha kötü dönemlerde vardı. İstanbul'a üniversite okumaya gelmişim, artık canlı canlı Fenerbahçe'yi seyredeceğim diye öyle mutluyum anlatamam. Dayımın ekibinden maça gelen olmazsa o zaman ki numaralının en kral yerinden, orada bana yer kalmazsa kale arkalarından birinden öyle iki sezon seyrettim ki evlere şenlik . Galiba birisinde 5. diğerinde 8. olmuştuk ama inanın o maçların hiçbirini şu an hatırlamıyorum. Bazen o sezonların skorlarına bakıp hatırlamaya çalışıyorum ama neredeyse hiç kıvılcım çakmıyor kafamda. Ama ertesi yılın (103 gollü yıl) bir sürü maçı hala gözlerimin önünde. Hatta bütünleme için İstanbul'a gelip hafta sonu seyrettiğimiz ve 0-0 kaldığımız Samsun maçında sıcaktan beynimin pişmesini bile hatırlıyorum.

Bu arada son yılların seyirci motivasyonu açısından en düşük profilli 6S maçına doğru gidiyoruz. Galiba Zico'lu ikinci sezonda benzer hislerle bir kupa oynamış ve berabere kalmıştık. O maçta da hepimiz "ya zaten berbat durumdalar nasılsa yeneriz" diye maça hiç konsantre olamamıştık. Umarım Aykut Hoca ve futbolcular bizim gibi gevşememişlerdir.