31 Mart 2009 Salı

Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap...

Türkiye - İspanya maçı, bildiğiniz üzere yarın akşam Türkiye'nin çağdaş yüzü , mimari şaheser Ali Sami Yen Stadı'nda oynanacak. Bu milli takımın Sami Yen aşkını, Gassaraya olan yakınlığını oldum olası sevmem. Hatta milli maçlardan normal bir vatan evladı kadar keyif almayışımı da buna yorarım. Seneler geçer, stadlar yapılır, bazıları yıkılır, bazıları yıkılmak zorunda kalır (ki bu güzide stadlarımız arasında artıkUEFA tarafından kabul görmeyenler bile vardır!); hal böyle olsa da Türk milli takımı Sami Yen'den başka stad, Florya'dan başka tesis bilmez. Bir kaç yıldır ziyaret edemedik , ama bir kadınlar tuvaleti yapılmıştır diye umuyoruz. Bu blogda fotoğraflarını gördüğümüz ablaların sıkışmalarını istemeyiz tribünlerde. Tamam Kadıköy'de kötü hatıralarınız var, tamam Kayseri'de zemin kötü, tamam diğer stadlarımızın coğrafi, jeopolitik, abidik ve gubidik konumları kötü. İnönü'de oynayın yahu. Hiç olmazsa gelen giden egzos gazı yerine boğaz havası alsın. Valide Sultan'da iki rekat namazını kılsın, Dolmabahçe'yi, denizcilik müzesini gezsin. Olmadı Taksim'de iki duble atsın maçtan önce.

Yakınlık demişken benzerlikleri de es geçmeyelim... Gassaray gibi kazanır, Gassaray gibi sevinir , Gassaray gibi kaybeder (bkz. Kasım 2005) milli takım. Gassaraydaki gibi örgütlenir topçular, primini de öyle ister, cumaya da öyle gider, hatta hocasını bile öyle gönderirler. Bunları dile getirmeye cüret eden de bu milletin, bu tekyürek Türkiye'nin İrlandalısı, Ermenisi, haini oluverir. Atılan gollerde onlara hareket çekilir, demeçlerde onlar hedef alınır. Artık ulusal takımınızın başarılarına sevinmek hakkınız elinizden alınmıştır. Telefonunuz çalarsa açmayın, telesekreteri kapatın birileri deşarj olmak üzere...

Aşırı motivasyonla yoğrulan genç kardeşlerimiz , oyuna değil milli mücadele yıllarına dayanan taktiklerle sahaya dalarlar. Direktif ya ilk hedefiniz Akdeniz olur ya Çanakkale geçilmez. Başka bir yerdesinizdir artık, saniyeler sonra topu elle kesebilir, rakibe tekme tokat girişebilir, yaradana sığınıp fena bir gol çakabilirsiniz. Akılla, sistemle işimiz olmaz bizim , hiçbir maçta öngöremeyiz ne olacağını. Motivasyon kelimesinden nefret eden hocamız kenarda parodi yapabilir, kameraları keserekten one man show'una 90 dakika devam edebilir. Taktiği verip, makineyi çalıştırmak, sonra da tıkır tıkır işleyişini seyretmek bize göre değil. Her bir anına müdahale gerekir oynadığımız oyunun, galiba kenardan hoca bağırmasa pas veremeyecek, taç bile atamayacak kadar angut bizim futbolcularımız.

Yine bu topçu kardeşlerimiz arasında bazıları hep üvey evlat bazıları ise hep esas oğlan olur. Bundesliga'da gol kralıyken, ligin tozunu atıyorken yedek bekleyebilir, La Liga'da 30 maça çıkıyorken kadroya bile çağrılmayabilirsin. Ama hocanın evladı mertebesine erişmişsen, ya da onun tornasından çıkmışsan işte o zaman kapılar sonuna kadar açılır. Sittin sene tasalanma, klübümde oynamam gerek diye sıkılıp bunalma , kendini oralarda heder etme, oyanayabileceğin takıma transfer de gerekmez paranı, al keyfine bak, cipler zaten bizden... Hem esas oğlansın hem de gol mü attın; aç telefonu, ara eşini dostunu. İkinci yarı birazdan başlayacak, boşversene... Konuşacak olan olursa sen cevabı sahada verdin zaten.

Dünyanın bir çok ülkesinde milli takım konusunda en çok kadro konuşulurken bizde hocanın tercihlerine saygı duyulur, en doğal hakkı kadroyu kendi seçmesidir mavalları okunur. Arjantin'de Riquelme, İspanya'da Raul hadiseleri üzerine konuşmak yazmak son derece doğalken biz en çok ihtiyacımız olan dönemlerde küstürülen Yıldıray'dan, Alman Serdar'dan, besleme Nuri'den ve lütfen çağrılan Umit'ten bahsedemeyiz. "Hocanın takdiri" de, ve geç.

Yarın malum statta, malum hoca ve malum futbolculara İspanya karşısında tüm samimiyetimle başarılar diliyorum... Verin şu gavura cevabını...

5 yorum:

Pancaro dedi ki...

Nihat'in basin toplantisinda Ispanyol gazeteciye cevabi: "Kadikoy de var, Inonu de var İstanbul'da oralarda da maclar kazandik ama Asy'nin nasi bi cehennem oldugunu yarin aksam goreceksiniz unuttuysaniz" dedi :)

Alkolik dedi ki...

siktirsin...

Diego dedi ki...

bence de konusacağına pas/gol atsın, becerebiliyorsa tabi.
HoAmca eline/ağzına sağlık. stad seçiminden, TD seçimine, konuşulanlar ve konuşulamayanlardan futbolcu seçimine söylediklerinin hepsine katılmamak mümkün değil. izliyorsam maçları müsait olduğumda değerlendirebilmek içindir. ve sadece birkaç futbolcu için.

or-ka dedi ki...

çok güzel bir yazı olmuş, düşündüklerimizi çok güzel yazıya dökmüşsün.

içimizden geldiği gibi bu takımı desteklememize engel olanlara, her zaman bir düşman yaratıp ona karşı mücadele ediyormuş gibi gösterenlere de yazıklar olsun.

Deniz Yeşil dedi ki...

doğru söze ne denir ki? eine sağlık çok güzel yazmışsın.