Bu aksam oynanan ve 68-73'luk skorla tamamlanan Siena maciyla birlikte Euroleague'e de veda ettik. Ilk periyoda 0-9'luk seri ile baslayan Siena karsisinda macin ilk periyodunu 14-23 geride kaparken, 2.periyotta oynadigimiz etkili oyunla -ki hucumda ozellikle Emir'in asistleri onemli rol oynadi- bu periyot sonunda soyunma odasina sadece 1 sayi geride gitmeyi basardik. Genellikle kabus yasadigimiz 3.periyotta da Mirsad'in iyiden iyiye devreye girmesiyle isler iyi gitmeye devam edince son periyot icin bir umut isigi belirdi...Belirdi belirmesine de macin son periyotuna kadar 21 dakika sure alip bu sure icerisinde de 19 sayi 9 ribaundla oynayan Top16'nin ranking ve ribaund lideri ve o dakikaya kadar takimin en iyi ismi olan Mirsad'in yerine Koc Tanjevic top kaybi ustadi Gasper Vidmar'la ve maci Euroleague degerlendirmesiyle -6 ranking puaniyla tamamlayan Marques Green'le son periyota baslayinca ve baslamakla kalmayip bu hatada israr da edince macin son periyotu tam bir iskenceye donustu. 63-57 onde girdigimiz son periyotu 5-16'lik bir skorla geride kapatip Euroleague'e 6 macta 1 galibiyetle veda ettik. Son periyot hic oyuna dahil olmamasina ragmen Mirsad'in maci 30 rating puaniyla tamamlayarak macin en etkili oyuncusu olmasini da bir kenara not dusmekte yarar var...
3 sene evvel Ulker sponsorlugunda kadro kuruldugunda surekli uzerinde durulan bir hedef vardi, 2010'da Euroleague'de Final4...Bu sene itibariyle bu hedefin gecen seneden bile uzagindayiz diye dusunuyorum, zira takim halen sikistigi anlarda 39luk Mrsic'in ve 33luk Mirsad'in ellerine bakiyor. Ust seviyeye cikmasini bekledigimiz genclerden sadece Oguz ve Emir'de isik var, Gasper ve Semih ise birakin ust seviyeye cikmayi ayni standartlarini tutturmakta bile sikinti yasiyorlar. Guard pozisyonunda kendisinden cok seyler beklenen Hakan Demirel'den vazgeceli ise zaten cok oldu. Hal boyleyken Gricek basta olmak uzere bu sene transfer ettigimiz yabancilarin hicbirinden istedigimiz verim alinamayinca ister istemez enseler karariyor 2010 icin. Mahmut Uslu gectigimiz aylardaki roportajindaAmerikali olarak ilk tercihlerimizin McIntyre ve Domercant oldugunu fakat oyunculari ikna edemeyince gidip Green ve Devin Smith'i aldigimizdan bahsetmisti, gercekten muazzam bir B plani...
Artik basketbol takiminin onunde tek bir hedef kaldi o da lig sampiyonlugu, bu hafta alinan Efes Pilsen galibiyeti sadece olasi bir eslesmede esitligi sagladi, ligdeki siralamamizda herhangi bir degisiklik olmadi bu sonuc neticesinde. Siralamadaki yerimiz kalan maclarin ozellikle de Galatasaray ve Turk Telekom maclarinin sonucuna gore 3.luk veya 4.luk olacak gibi gorunuyor. Her ne kadar son 2 senede play-off serilerinde insanustu performanslar gorsek de, bu sene takima play-offlar oncesinde bir guard takviyesi yapilmazsa bu sezon maalesef final yolu bizim icin gectigimiz senelerden daha engebeli olacak. Hele ki ortada son senelerin acisini cikartmaya yeminli bir Efes ve Hosley-Tolliver'la kadrosunu guclendirmis Galatasaray varken...
3 yorum:
kocun acayip bir sadakat duygusu ve kendine guveni var, hakanı bile erdemire yollamak icin 1.5 sene bekledi yanlıs oyuncu aldıgını kabullenecek bir adam da degil.
sanmıyorum play of oncesi bir yabancı alıp cok guvendigi isimlerin birini tribune yollayacagını. ben takımın bu haliyle de ligin sampiyonu olacagını dusunuyorum orası ayrı. ama niye bir tek adam alıp sampiyonlugu garantilemeyelim. Kral gelsin dertler bitsin:)
Solomon'la Tanjevic'in arasi limoni olmasa, Kral simdiye coktan imzayi atmisti...Ah ah attan inip esege binmek boyle oluyormus demekki...Nerede Green nerede Solomon...
klup olarak son 2-3 yılda eşşeğe karşı garip bir aşkımız var zaten..klup bunyesinde nerede ise tum atları gonderip yerlerine eşşekleri alıyoruz...
Yorum Gönder