devrim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
devrim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ekim 2011 Cuma

Soru...

Deniz'i, Yusuf'u ve Hüseyin'i darağacına götürenlere; Deniz'e İnan'a milliyetçilik ve vatan sevgisi adı altında küfredenlere, kötülük yapanlara; Mahir ve arkadaşlarının ölüm emrini verenlere; "Çorum'u bırak, Fatsa'ya bak" diyene; Terzi Fikri'yi 12 Eylül zindanlarında katledenlere; Nokta operasyonlarından sonra Fatsa'da yüzlerine maske giyip, hane hane, daire daire, arkadaşlarını, komşularını gammazlayanlara -detayları Fatsa Gerçeği belgeselinde mevcuttur-; Erdal'ın yaşını büyütüp asanlara; ve son olarak yetmez ama evetçilere...

Bugün, Recep Tayyip Erdoğan'ın oturduğu koltukta onun yerine Mahir'in, Deniz'in, Hüseyin'in, Yusuf'un, Terzi Fikri'nin veya Erdal Eren'i oturmasını ister miydiniz?

Not: Bu onurlu mücadelede can vermiş, yara almış, kan kaybetmiş veya yorulmuş ama bu yazıda adından/mücadelesinden bahsedilmemiş tüm devrimci büyüklerimizden özür dilerim...

16 Aralık 2010 Perşembe

ODTÜ de "Geçit Yok" dedi...

"Orantısız Güç"

"Orantısız Zeka"

Dün ODTÜ Yerleşkesi içerisinde yer alan Tübitak Uzay'da gerçekleştirilen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu(BTYK) 22.toplantısı beklenildiği üzere olaylı geçti. Her ne kadar olaylar siyasal iktidara olan desteklerini yalakalık boyutuna taşıyan yandaş medyada ve hakim medya gruplarında çok fazla yer bulmadıysa da Ankara Üniversitesi'nden sonra ODTÜ'de de öğrenciler okullarının adına ve tarihine yakışır bir duruş sergilediler.

Sabahın erken saatlerinde enstitü önünde açıklama yapmak isteyen öğrencilerin gözaltına alınmasıyla başlayan olaylar öğlen saatlerinde Makine Mühendisliği ile Tübitak Uzay arasındaki boş alanda polislerin öğrencilere biber gazlı ve coplu müdahalesiyle devam etti. ( Video1 ) Öğrencilerin kar toplarıyla cevap verdiği Çevik Kuvvet ekipleri padişahlarının yerleşkeden ayrılmasıyla birlikte geri çekilirken de öğrencilere biber gazıyla saldırmayı ihmal etmediler. ( Video2, Video3 )

Bilim ve teknolojiden bahsetmeye gelirken yanında yaklaşık 50 otobüs fedayisini de getiren demokrasi çığırtkanları, demokratik haklarını kullanarak görüş bildirmek isteyen öğrencileri gözaltına alan, coplayan, ODTÜ'yü kullandıkları biber gazlarıyla savaş alanına çevirerek öğrencilerin, akademisyenlerin ve üniversite personelinin yaralanmasına neden olan kapıkullarının yaptıklarından dolayı baş sorumludurlar. Şimdi diledikleri gibi at koşturduklarını sananlar unutmasınlar ki gün gelir devran döner, elbet bir gün bütün bu yaptıklarının hesabı da tek tek sorulur...

21 Kasım 2010 Pazar

Cantona'dan Devrim Çağrısı...

''Çevremizde bu kadar sefalet varken mutlu olamayız. Yapılması gereken şeyler var. Bugünlerde sokaklarda olmanın, gösteri yapmanın anlamı nedir? Böyle yaparak kendinizi kandırırsınız. Devrimi başlatmak için elimize silah alıp öldürmeye de başlayamayız. Devrim gerçekten çok kolay bugünlerde. Sistem ne? Sistem bankaların iktidarı üzerine kurulmuş, o zaman bu sistem bankalar üzerinde imha edilmeli.''

''Bu da üç milyon insanın ellerinde pankartlarla sokağa çıkıp, doğru bankalara giderek paralarını çekmesi, bankaların da çökmesidir. Üç milyon, on milyon insan, bankalar çöker, ortada bir tehdit de yok, kan da. Alın size devrim.''

10 Kasım 2010 Çarşamba

Saygıyla...

‘Devrim Arabaları’ filminin sonlarında Onur Ünsal’ın canlandırdığı genç mühendisle, Selçuk Yöntem’in oynadığı yaşlı ve deneyimli mühendis arasında geçen bir sahne vardır; o sahnenin sonunda Selçuk Yöntem der ki:

‘Zaten Devrim isimli bir arabanın sokaklarda gezmesine izin verilmezdi bu ülkede’

Selçuk Yöntem’in bahsettiği ülke, dünya tarihindeki en büyük 3 devrimden birini gerçekleştirmiş bir ülkedir ama o ülkenin devrim tarihi dersi hala ‘Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi’ adı altında anlatıl(ama)maktadır. Devrim kelimesi ders adlarında bile söylenememektedir o ülkede. Kendi gerçekleştirdiği devrime sahip çıkamayan halkın ne hale geldiği ise ortadadır.

Bize bağımsızlığımızı veren devrimi gerçekleştiren o güzel insanları ve en büyük Türk Devrimcisini saygıyla anıyorum.

31 Mayıs 2010 Pazartesi

31 Mayis 1971...

"Bu oğlum Sinan... Bunlar da onun arkadaşları (Kadir ve Alpaslan), kardeşleri.... Onlar da oğullarım... Bu çocuklar, bu oğullar; bu ülkeyi, halkı, sizleri sevdiler. Başka bir istekleri yoktu. Her biri birer dehaydı. Her biri üstün zekalı birer güzel insandı. Dileselerdi, düzenin adamları olsalardı, şimdi burada cansız yatmazlardı. Birer milyoner olurlardı. Ama onlar, halkı, sizleri sevdiler. Sizin sorunlarınızı omuzladılar. Size yalan söylüyorlar. Onlar eşkiya değildi."

Nazife Cemgil

10 Kasım 2009 Salı

17 Mart 2009 Salı

26 Yil...

"Değerli Anama,

Beni cezaevinde, dışarıda ve her zaman ve her yerde yanımda olarak hiçbir zaman yalnız bırakmadın. Sana olan borcum asla ödenemez. Burada şereflice yaşayıp şereflice ölerek sana olan borcumun bir kısmını ödemek istiyorum. Seni her zaman canından çok seven oğlun"

Her daim hayallerinin pesinden kosan, sabirsizlik zamaninin en guzel cocuklarini saygiyla aniyorum...

4 Şubat 2009 Çarşamba

Reis...

Reis kendi elleriyle, bin bir emekle, buyuk fenerbahce taraftarini arkasina alarak, ailesini bir tarafa koyarak 100. yilda her bransta bu kulube zirve yaptırdı. Hatirlayin 2007 Mayisini, ruya gibiydi. Tamam bu bir ekip calismasiydi, tum camianin payı vardı ama devrimin lideri olarak en buyuk payda onundu. Baskanliginin ilk gununden beri agzindan “Kurumsallasma” lafini dusurmedi. Kulup kurumsallastida. Basin organlari, fenerium, tesisler, arsalar, sponsorluklar, ekonomik yapi vs vs. Yillardir karsisina kimse cikamadi kocaman fenerbahce camiasinda. Onlarca insan kendi gitmek istemesine ragmen birakmadi yakasini. Fenerbahce eski fenerbahce degildi artik. Aziz yildirimin heykeli konusulur olmustu boğazin bir yakasinda. Gun oldu, devran dondu. Baskan ayni baskan; reis ayni reis. Unuttugu tek sey var. Tum bu surecte bugun stada almadigi, pankart astirmadigi, fenerbahce sevgisini burnundan getirdigi taraftari arkasina alarak devrimi gerçekleştirdi.. Tribunde gormek istedigi kombineyi alan, gelen, oturan, sadece izleyen ve giden; her daim soz dinleyen, kibar, efendi, caddeye aşina seyirci ile degil.Bu ikinci kisim devrimin basinda, en zor kisminda piyasada yoktu. Birinci kisimla bu devrim basladi ve buyudu. Taraftar reisi istedigi icin karsina kimse cikamadi. Kabuluz. Taraftar reflekslerine gore kulup yonetilmez. Oyle olsaydi Zico goreve geldiginin 3. ayında kovulmaliydi. Ama taraftar olmadan, taraftara ragmen de kulup idare edilmez. Taraftar sari kadar, lacivert kadar bu kulubun bir parçasıdır.

Devrim yine kendi cocuklarini yiyor.

Yönetim İstifa...