- Amatör branşlarda fırtına gibi estiğimiz 2010 yılına vedamız kötü olmuştu erkek basketbolda Galatasaray, kadın voleybolda da kupa maçında VBGSTT karşısında aldığımız yenilgiler sebebiyle. 2011'e ise her anlamda hızlı girdik, önce Avrupa basketbolunun efsanevi ismi Saras'ın transferi ardından da kadın basketbolda ve erkek basketbolda alınan iki derbi galibiyeti...
- Avrupa basketbolunun efsanevi ismi Jasikevicius transferine zannediyorum burada ayrı bir parantez açmak gerekiyor zira takımın guard rotasyonundaki sıkıntılar Ukiç'in sakatlığı sonrası iyice ayyuka çıkmışken tutup Avrupa basketbolunun son 10 yılına damga vurmuş bir ismi getirmek büyük bir olay. Evet yaşı 34, ayakları eskisi kadar hızlı değil, savunma zaten hiç bir zaman önceliği olmadı ama bahsettiğimiz kişi Saras ve daha birkaç hafta önce Rytas formasıyla neredeyse tek başına Barcelona'yı alt etti. Zaten antreman bile yapmadan çıktığı Efes maçında süre aldığı dakikalarda yaptıkları da istatistik kağıdına yansıyanın çok ötesinde. Oyun görüşü hala muazzam, "no look pass"larına takımdaki arkadaşları alışmaya başladığında hücumdaki akışkanlığımız çok daha yukarılara çıkacaktır. Ukiç'in olmadığı anlarda hücumda adeta kilitlenen takıma ilaç olacağını aldığı kısa sürede gösterdi. Her şey bir yana böyle bir ismi Fenerbahçe formasıyla izlemek zaten başlı başına bir rüya.
- Erkek basketboldan devam edelim, Euroleague'de Top16 kuraları dün çekildi ve gruplar belli oldu. Kurada 5 İspanyol takımının yer almasından ve aynı gruptan gelen takımların eşleşmeyecek olmasından dolayı çok fazla ihtimal yoktu oluşturulacak gruplarda. Fenerbahçe 2.torbadan katıldığı kurada Olympiacos, Zalgiris Kaunas ve P.E.Valencia ile birlikte H Grubu'nda yer aldı. Top8'e kaldığımız takdirde eşleşeceğimiz çapraz grupta ise Siena, Real Madrid, Efes Pilsen ve Partizan ilk 2 mücadelesi verecekler.
- Grup kurası ve çapraz kurası bizim için Final 4 yolunun çok da kapalı olmadığını gösteriyor, elbette hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor ama ilk tur maçlarındaki performansımızı gösterirsek grupta Zalgiris ve Valencia'yı altımıza almamız pek de zor olmayacaktır. Olympiacos'la ilk maçı deplasmanda oynayacak olmamızı da avantaj olarak değerlendiriyorum, orada alınacak sonuca göre Sinan Erdem'deki mücadele grup liderliği için belirleyici olabilir. Eğer kuralar Saras transferi öncesinde olsaydı Olympiacos'un kısa rotasyonunun bizi darmaduman edebileceğini söyleyebilirdik belki ama şimdi işler değişti. Maçlar başlamadan keşke bir de sağlam bir 5 numara transferi yapabilsek ama şubeden gelen haberler Saras gibi çok ekstra bir oyuncu bulmadığımız takdirde transfer yapılmayacağı yönünde, aslında 850.000 Euro gibi kendisi için makul sayılabilecek bir bonservis ücreti karşılığı Fuenlabrada'dan ayrılan ve Caja Laboral'ın yolunu tutan Esteban Batista'yı uzun süreli bir sözleşmeyle kadromuza katmak Final 4 yolunda elimizi inanılmaz derecede güçlendirirdi ama olmadı. Murat Murathanoğlu da dün radyo programında Sean May ile yolların ayrıldığından bahsetmiş ama henüz resmi bir açıklama yok bu konuda, daha önce May'in ayrılacağı ve yerine Benjamin Eze'nin alınacağı yönünde basında çıkan haberler resmi site tarafından yalanmıştı, bunu da hatırlatmakta fayda var.
- Top16'da grubumuzdaki maçlar takımların mücadelesi dışında farklı anlamlar da taşıyor bir bakıma; Saras'ın Olympiacos'u görünce bir başka oynaması, Ömer Onan'la Teodosiç'in Dünya Şampiyonası'ndan kalan rekabeti, Koç Sphaija'nın Valencia'nın eski koçu olması ve yine Saras'ın yetiştiği ve en son formasını giydiği Rytas'ın Zalgiris Kaunas'ın ezeli rakibi olması grup maçlarını daha da ilginç hale getirecek ayrıntılar.
- Erkek basketbolda olduğu gibi kadın basketbolda da hareketli günler yaşanıyor kulüpte. Taurasi'nin 2. test sonucunun da pozitif çıktığı söyleniyor ancak halen yapılan resmi bir açıklama yok ne kulüpten ne de federasyondan. Taurasi'nin 6 ay ve üzerinde bir ceza alması durumunda 2012 Londra Olimpiyatları'nda forma giyemeyecek olmasından dolayı Amerikalılar da heyecanla bekliyorlar resmi test sonuçlarını ancak her fırsatta vurguladıkları da bir konu var o da testlerin yapıldığı Ankara'dali laboratuvarın akreditasyonunun WADA tarafından 2009'da 2 aylığına askıya alındığı ve güvenilmez olduğu. Zaten geçtiğimiz pazar günü oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş kadın basketbol maçı sonrasında yaşanan olaylar ve Penny ile Harakova'nın gösterdiği tepki bu kanının yalnızca Amerikan kamuoyunda değil oyuncularımızda da olduğunun en önemli göstergesi.
- Taurasi sürecini en başından beri oldukça kötü yöneten basketbol şubesi ise herhangi bir olumsuz gelişmeye karşı önlemini şimdiden almış görünüyor. Henüz resmi bir açıklama gelmese de Angel McCoughtry twitter hesabı üzerinden Fenerbahçe'ye transferini doğruladı. Son olarak Sopron formasıyla izlediğimiz Angel'ı Penny Taylor'la düelloya girdikleri ve Taylor'un 37 sayı kendisinin ise 39 sayı ile tamamladığı Sopron-Fenerbahçe Euroleague grup karşılaşmasından hatırlayabilirsiniz. Taurasi'nin 2004'te yaptığının bir benzerini yapan ve ilk sıradan draft edildiği 2009 yılında WNBA'de Yılın Çaylağı da seçilen Angel McCoughtry bu sene düzenlenen Dünya Şampiyonası'nda Amerika milli takımının Diana Taurasi'den sonra en çok sayı kaydeden ikinci oyuncusuydu.
- Ocak ayının ilk haftasının futbol gündeminde ise tanıdık bir isim var; Colin Kazım. Fenerbahçe ile karşılıklı olarak anlaşarak sözleşmesinin feshedildiğinin açıklanmasının üzerinden daha saatler geçmeden Galatarasay'la resmi anlaşma imzaladığı duyuruldu. Blog ahalisinin başta Diego ve Alkolik olmaz üzere gözü aydın. Forumlarda ve twitter'da yazılanlara bakıldığında Galatasaraylilar transfere tepkiliyken, memnun olmayan Fenerbahçeli de yok gibi. Hatta dün geceden beri twitter'da #bilicacimboma hashtagiyle Bilica'yı da Galatasaray'a postalamak için ufak çapta bir kampanya başlatılmış durumda.
- Son olarak sabah saatlerinde tribundergi vasıtasıyla ulaşan olası bir transfer haberi var yine ezeli rakipler arasında. Söylenildiği üzere Galatsaray altyapısının gelecek vaad eden isimlerinden Cem Sultan yeni sözleşme için kulübüyle anlaşamayınca Hagi tarafından kamp kadrosundan çıkarılmış ve Fenerbahçe ile görüşme halindeymiş. Kendisini hiç izlemedim ama yine de kağıt üzerinde Kazım'ı verip genç yetenek sıfatına sahip Cem Sultan'ı ezeli rakipten koparmak fena durmuyor.
1 yorum:
çok değil; bir aya kadar her branşta önümüz netleşir... Öyle yada böyle... Bu arada o Kazım denen mahlukat Fener ve Galatasaray topçularını aynı kelepçeli partide toplamazsa bende adam değilim...
Yorum Gönder