22 Ocak 2011 Cumartesi

We are...

Üzerinden bu kadar gün geçtikten sonra maç yorumu yapacak değilim ama hafta içerisinde basketbol takımlarımızın aldığı tarihi galibiyetleri buraya not düşmeden de olmazdı...

Önce kadın basketbol takımımız çarşamba günü gruptaki liderlik mücadelesinde kupanın en büyük favorilerinden Candace Parker ve eski dost Cappie Pondexter'lı UMMC Ekaterinburg'u 82-75'le geçti, hemen ertesi gün de erkek takımımız Top16 grup maçlarının ilkinde 20 maçtır evinde kaybetmeyen Olympiakos önünde Pire'den 70-84'lük tarihi bir zaferle ayrılarak gruplara müthiş bir başlangıç yaptı. İki takımımızın ortak özelliği ve bu zaferleri daha da değerli kılan noktalar ise hem kadınlarda hem de erkeklerde bu maçlara çıkarken çok önemli eksiklerin bulunması ve bu eksiklere rağmen sergilenen karakterli oyundu...

Kadın takımında Taurasi ve Penny'nin ayrılıkları, erkek takımında ise Engin ve Vidmar'dan sonra Mirsad'ın da sakatlığı nedeniyle kadroda yer alamaması, kadroda bulunan isimlerden ise Ömer Onan'ın sakatlığı nedeniyle Türk Telekom karşılaşmasından sonra antreman yapma fırsatı dahi bulamaması böylesine kritik maçlar öncesi kağıt üzerinde çok büyük handikaplardı. Özellikle Diana'dan sonra Penny'nin de zamansız bir şekilde takımdan ayrılması sonucu oluşan kriz ortamı yapılan Angel ve Zogota takviyelerine rağmen bir türlü aşılamamıştı ve son maça kadar yenilgisiz olarak gelen Fenerbahçe'nin UMMC önünde alacağı sonuç herkes tarafından merakla bekleniyordu. Açıkça söylemek gerekirse galibiyet bana uzak ihtimal olarak görünüyordu, hatta yalnızca bu UMMC maçı için değil Olympiakos maçı için de aynı şekildeydi. Tek beklentim takımlarımızın kendilerine yakışan mücadeleyi ortaya koymaları ve sahada karakterli bir duruş sergilemeleriydi. Ki öyle de oldu, hatta daha fazlası...

Yazmaya başlayınca uzadıkça uzuyor ve bazen esas söylenmek istenen arada kaynayıp gidebiliyor, o yüzden lafı kısa kesiyorum ve belki de en başta yapmam gerekeni yapıyorum. Bu iki zaferi en iyi açıklayan cümleler zaferlerin mimarlarından geldi maç sonrası röportajlarda, en iyisi sözü onlara bırakmak...

“This team fought with Fenerbahçe heart and we are still a team"
Laszlo Ratgeber

"Olympiakos may be one of the best teams but we are Fenerbahçe"
Neven Sphaija


2 yorum:

Sıradanbirblog dedi ki...

Dostum yazın çok güzel olmuş eline sağlık.

Tarjeta Amarilla dedi ki...

eyvallah hocam, tesekkurler :)