Öncelikle, kaç yıl sonra bir Fenerbahçe maçı için ekranın karşısına zorlanarak gittim bilmiyorum; bilmek de istemiyorum...
Sezon başından beri bu takımın sol tarafındaki sıkıntı belliyken; yukarıdan aşağıya ligleri eskisi gibi numaralandırsak ortalama bir 3. lig takımı olan Yeni Malatyaspor bile Fenerbahçe'nin bu kanadını şehir hatları vapur işletmeleri gibi tıkır tıkır işlerken; o bölgede kullanabileceğimiz adamlardan yerli olanı ben yapamıyorum diye bas bas bağırırken; yabancısı bedenen sahada olmasına rağmen ruhen bitik ve hocası ile ilişkisini kesmişken; Fenerbahçe futbol takımının sol bekine an itibarı ile transfer yapmamış veya muhtemel bir transfere taş koymuş kişilere (yönetici, teknik direktör, idari menajer, her kimse) sonsuz sevgilerimi gönderiyorum...
Bu takım liderden 9 puan geride ancak tüm yetkili ağızlar "şampiyonluk" sözcüğünü telaffuz ediyor. Bu takım elde kalan tek hedefini gerçekleştirebilmesi için kalan 17 maçta kendi hesabımca minimum 13-14 galibiyet almalı. Meali, çatır çatır oynamalı. Sahi yeri gelmişken Antu'da "İnananlar Buraya" diye konu açılmış mıdır acaba bu maçtan sonra da?
Ben Fenerbahçeli olduğumda bu kulübün doğru düzgün hiç bir tesisi yoktu. Dereağzı'nı bok götürüyordu. Şampiyon olamıyordu, kupa alamıyordu. Avrupa'da esamesi okunmuyordu. Ama bu kulübün bir ruhu vardı. Her şeye rağmen ölümüne sevdiren, celladına aşık eden bir geleneği, göreneği vardı. Hani bizi 90'lara dönmekle korkutanlar? Mutlu musunuz? O günleri hiç özlemiyor musunuz?
Sezon başından beri bu takımın sol tarafındaki sıkıntı belliyken; yukarıdan aşağıya ligleri eskisi gibi numaralandırsak ortalama bir 3. lig takımı olan Yeni Malatyaspor bile Fenerbahçe'nin bu kanadını şehir hatları vapur işletmeleri gibi tıkır tıkır işlerken; o bölgede kullanabileceğimiz adamlardan yerli olanı ben yapamıyorum diye bas bas bağırırken; yabancısı bedenen sahada olmasına rağmen ruhen bitik ve hocası ile ilişkisini kesmişken; Fenerbahçe futbol takımının sol bekine an itibarı ile transfer yapmamış veya muhtemel bir transfere taş koymuş kişilere (yönetici, teknik direktör, idari menajer, her kimse) sonsuz sevgilerimi gönderiyorum...
Bu takım liderden 9 puan geride ancak tüm yetkili ağızlar "şampiyonluk" sözcüğünü telaffuz ediyor. Bu takım elde kalan tek hedefini gerçekleştirebilmesi için kalan 17 maçta kendi hesabımca minimum 13-14 galibiyet almalı. Meali, çatır çatır oynamalı. Sahi yeri gelmişken Antu'da "İnananlar Buraya" diye konu açılmış mıdır acaba bu maçtan sonra da?
Ben Fenerbahçeli olduğumda bu kulübün doğru düzgün hiç bir tesisi yoktu. Dereağzı'nı bok götürüyordu. Şampiyon olamıyordu, kupa alamıyordu. Avrupa'da esamesi okunmuyordu. Ama bu kulübün bir ruhu vardı. Her şeye rağmen ölümüne sevdiren, celladına aşık eden bir geleneği, göreneği vardı. Hani bizi 90'lara dönmekle korkutanlar? Mutlu musunuz? O günleri hiç özlemiyor musunuz?
Topuk Yaylası'ndan ve devre arası boyunca misafirlerle yapılan inşaat ziyaretlerinden hiç bahsetmeyelim bile. Bir Papazın Çayırı yeterdi bize...
Not: İşbu yazı Yeni Malatyaspor - Fenerbahçe maçının ilk devresinde kaleme alınmış olup, devre arasında Elbir Reis'in ısrarı ile macta çektiğimiz zulüm yerine Kıtır'a kendimizi atmaya karar vermemiz nedeniyle ancak paylaşılabilmiştir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder