16 Nisan 2010 Cuma

Son Düzlüğe Girerken

Beğenelim, beğenmeyelim başkanlığa geldiğinden bu yana, yarıştığımız her dalda bir sıçrama getirdi Aziz Yıldırım. Sihirbazlık değildi yaptığı ama seleflerinin yapamadığını yaptı , kulübün potansiyelini kullandı. Özellikle 100. yılımızda zirve yaptığımız takım sporlarında bu sezon da her anlamda iddialıyız. Sezonu 5 şampiyonluk ile kapatmak ihtimali yazı erken getirir. Her branşta ilk ikide , son düzlükte ya ilerde ya ensedeyiz.
Erkek voleybolcularımız dün kıran kırana geçen ikinci maçta Ziraat’i 3-2 ile geçtiler. Erkeklerde normal sezonda zaten herkes herkesi yeniyordu dolayısıyla 3-2’lik maçlar şaşırtıcı değil. Ziraat’in vezirini aldık, sezonun ilk kupası onlardan gelecek. İki maçta da pasör farkıyla öne çıktık , Aslan’la Selçuk arasındaki fark sonucu belirliyor.

Filede kızlarımız Ankara’da başlıyor mesaiye, onları geçince bir derbi atlatıp Vakıfbank GSTT ya da Eczacıbaşı ile final oynayacağız. Kupa finalinde zorlanmış olmaktan dolayı şaşırdık ama emin olmayanımız var mı şampiyonluktan?

Potada ligin yenilgisiz kızları sadece kupa finalinde Cimbom’a geçildiler. Saha avantajını her turda elimizde bulunduracağımızdan orda da şüphe duymuyoruz. Parkenin maskülen tarafında rüzgar tersten esiyor. Gençler maç seçmeye , koç tedavisine devam ediyor. Play-off’larda bençte oturması zor, oturması bir ihtimal de eskisi gibi koşturması olmaz. Herkes gibi bizim de gözümüz – kulağımız Tanjeviç’ten ziyade Ukiç’te, Efesle oynayacağımız final serisine hazır olsun yeter. Tek umudumuz takımın Efes karşısında giydiği direşken elbise.

Galatasaray maçı ile potaya giren futbolcularımız ise birden şampiyonluğun en güçlü adayı oldu. Salt Sami Yen galibiyeti bizi havaya soktu, ardından Kayseri’de sezonun en umut verici futbolunu ve gözlerdeki ateşi gördük. Şimdi her maç final. Lugano’nun dediği gibi hayatın son maçı gibi oynamak lazım kalan her 90 dakikayı. Bunu yaparken Beşiktaş’a karşı rakip sahada baskı kuran orada oynayan bir takım mı, oyunu tutan sinsice vuran bir futbol mu işimizi görür ona karar vermek zor. Bu kez kararı biz vereceğiz zira evimizde , bizden daha eksik, daha acemi, daha ürkek bir Beşiktaş bulacağız. Son şansları da olsa köşeye sıkışmış bir boksör gibi saldırmalarını hiç beklemiyorum açıkçası. 3 puan gelsin de nasıl gelirse gelsin durumundayız.

Kimimiz vahşi doğada kimimiz dört duvar ofiste mayıs ayını beklerken bu akşam yolculuk var; yine toplaşacağız Kadıköy’de. Kadehler Fener için kalkacak, Beşiktaş’ı geçip Trabzon maçı için sözleşilecek… Önümüz gün demiştik Sami Yen’e giderken, güneş doğdu şimdi içimizi ısıtma zamanı…

1 yorum:

Diego dedi ki...

haydi düşelim o zaman yollara.
sehr-i istanbul bizi bekler.
adalarda modalarda gezip pazar sabahi formamiza gecirelim sirtimiza dusup sari umutlarimizin pesine laciverte karisalim aksaminda.