16 Nisan 2010 Cuma

Şampiyonluk Ankara'da mı Yaşanacak?

Gerek is yogunlugu gerekse evlilik hazirliklari derken spor salonlarinin yolunu unutmustuk bu sene. Daha cok siteler bolgesi ve alisveris merkezleri olmustu ugrak yerlerimiz ama dun firsatini bulup maca gidebildik. Aynı zamanda Baskent Spor Salonu’nun acilisini da yapmis olduk. Cumartesi gunku maca gidecek olup da yerini bilmeyenler varsa eger; salon, Baskent Ogretmenevi’nin hemen yani. Salona gelince, gayet guzel ve modern bir salon, tribunler acilip kapanabiliyor ve akustigi de iyi. Mac boyu karsi tribundeki Ziraatlilerinin ellerinde salladiklari aletten cikan ses beynimi tirmalayip durdu. Sanirim akustigi anlatmak icin yeterli bu aciklama. Selim Sirri ile karsilastirildiginda daha soguk bir havasi var yeni salonun. Bu da salonun buyuklugunden kaynaklaniyor. Selim Sirri da daha yakindan goruyorsunuz sporculari, molalarda neler konusuldugunu duyuyorsunuz, daha bir macin icinde oluyorsunuz ama burda dev ekrandan seyrederek yetiniyorsunuz.

Maca gelince, istatistiklere bakip yorumlayacak kadar bu isten anlamiyorum (belki 1-2 sene icinde onu da cozerim) ama gorduklerimi anlatmaya calisayim. İlk once pasorumuzden ve kaptanimizdan baslayalim. Arslan ozellikle ilk sette cok iyi bir oyun ortaya koydu ama diger setler icin bunu soylemek mumkun degil, ozellikle 2. sette baya kotuydu tabi bunda kotu alinan mansetlerin de etkisi vardi. Son birkac mactir sakatligindan dolayi eski smac servislerini birakmisti ama bu macta yine denedi. Servislerde ise oyununun tam tersi bir performans gosterdi. İlk sette kotuydu ama sonradan daha isabetli servisler atti, en azindan filede kalmadi. Liberomuz Serkan’a gelince, 2. sette Celitans’in attigi kisa servisleri karsilamadaki hatalari disinda mac boyu iyi bir oyun ortaya koydu. Coskovic genel ortalamasinin altinda bir oyun ortaya koydu. Takimin en istikrarli serviscisi olmasina ragmen bu macta baya bir servis kacirdi, ki servislerde takim olarak baya bir hata yaptik. Ozkan’in oyle bariz bir hucum hatasini hatirlamiyorum, kendisine atilan iyi paslari iyi degerlendirdi, savunmada ise cok ekstra birsey yaptigini soyleyemem. Emre’ye gelince, adam baya bir havali, yuruyus falan o bicim. Turkiye’nin en seksi sporculari arasinda gosterilmesinin etkisi var herhalde bunda. Zaman zaman savunmada ve servislerde cok iyi isler yapti. Umarim bir sonraki macta capraz kose dibine atmayi denedigi servisler oyun alaninin icinde kalir, cunku icinde kalirsa cikarmasi cok zor servisler bunlar. Divis de tipki Arslan gibi ilk sette iyi oynayip ilerleyen setlerde dusen bir performans ortaya koydu. Biraz daha dikkatli olsa belki mac 5. sete uzamadan biterdi. Gardner’a gelince, mac boyu cok hirsli bir oyun ortaya koydu. Ozellikle 2. setin sonunda yardimci hakemin verdigi ters kararlar sonrasi yardimci hakeme suratiyla verdigi bir ayar vardi ki; gorulmeye degerdi. O ayardan sonra suratiyla verdigi ayari bu sefer agziyla vermeye basladi. Tam olarak kim oldugunu yakalayamadim ama sanirim Granvorka idi, onunla surekli bir agiz dalasi icindeydi. 4. sette cok rahat bir pozisyonda disari vurdugu top ise setin kaderini degistirdi ama genel olarak iyi oynadi diyebiliriz.

Mac sonundaki goruntuler ise cok guzeldi. Cogunlugunu Unifeb'li arkadaslarimizin olusturdugu grubun yerlerini terketmeyip israrli bir sekilde ‘Arslan takimi buraya getir’ tezahuratlari, Kaptan’in ve takimin bu istegi kirmamasi, karsilikli ‘Sari-Lacivert-Sampiyon-Fener’ cekilmesi, insani mutlu eden goruntulerdi.

Simdi asil soru su, kupa cumartesi gunu mu Arslan’in ellerinin arasina girecek ve bu sevinci bizzat yasayacagiz yoksa seri İstanbul’da mi sonlanacak? Bekleyelim ve gorelim...

1 yorum:

Diego dedi ki...

ne bunu ne de cumartesi gunku maci izleyemedik ama takimi ellerinde kupa ile once nazli nin yerinde -otobusle dereagzına giderlerken ordan gectiler- sonra da stadda ayakta alkısladık.