avrupa ligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
avrupa ligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Şubat 2010 Perşembe

Daum Der Ki #4

"İlk defa 'Niye oynamadı' soruları olmayacak. Kaleci hariç 10 sağlam futbolcumuz var. Diğer bir sağlam oyuncumuz Deivid, o da yedekte oturacak. Sağlam oyuncularımızın hepsi ilk 11'de yer alacak."

18 Şubat 2010 Perşembe

Lille 2 - Fenerbahçe 1

İki haftadır gülmeyen yüzümüz bugün de gülmedi. 2-1’lik skor dünyanın sonu değil. Tercih edilmese de mağlup olacaksan gol at tek farklı mağlup ol, elemeli maçların kuralı bu. Lakin Zico’nun oyun tutan, ülkede ve de ülke dışında kendi oyununu oynayan takımını hatırladıkça geriye gittiğimizi gördük. Top çıkaramayan, tutamayan, oyuna hükmedemeyen bir takım izledik. Grup maçlarındaki serinkanlı takım gitmiş iki pası yapamayan Fenerbahçe geri gelmişti.Yok bu Daum’un takımı da değil olsa olsa Denizli’nin sıfır çeken takımı.


Volkan’dan başlamalı önce. Rüştü abisini aratmıyor önemli maçlarda hep yüreğimiz ağzımızda, on yıl sonra güven verir o da bize nasip olmaz. İlk golde ayakta kalsa , topuğuna çarpacak şut.
İkinci de kalesinde dursa yeter. En kötüsü aynı hata ile kaybettirdiğin bir şampiyonluk var senin, artık sahip çık kalene, terk etme zaruri olmadıkça.

Savunma zaten Allaha emanet, hocanın ilk stepne stoper tercihinin Deniz olması da tartışılır. Bekir ve Önder gibi bu bölgede oynamaya daha alışkın adamlar var kadronda ve baskı yapan bir takıma karşı ilk tercih Deniz, yine de diğer alternatiflerin muhteşem olmadığını düşünürsek çok da üstüne gitmemek lazım. Lakin forvette bu tip maçların adamı denen Guiza’ya 90 dakika nasıl tahammül edebildi anlamak mümkün değil. Diego’nun tabiriyle baban olsa atmaz o pasları sana. Bir golcü ne ister, pas ister. Pozisyona gireyim ister. Al da at ister , ister ister de
top gelince de Allah ne verdiyse der. Kezman’ı aratıyor bu Guiza, ilk topta Alex’e iadesi tam küçük Emrah’lık. Kendine güveni olan golcü o pası aldığında gol gol diye aş erer. Guiza pas veriyor. İyi niyetinden sual olunmaz da bazen bu gönül gol istiyor kardeeeş. Alex o pasları misal Preko’ya atmış olsa senelik 15 asist ortalaması olurdu sana 30 . Adam Nobre’yi kral yaptı , gel gör ki kaderi Kezman’la , Guiza’yla terbiye olmakmış. Din bilimcisi olurum diyordu bu sabırla hidayete erer, eren olur .

Cristian’a söyleyecek sözüm yok, Selçuk’un hakkını yiyor bu adam.
Gören Xavi zanneder , bu kadar süreyi bir tek o alıyor. Cezalı değilse her maç ilk 11, daha bir numarasını görmedik. Emre dışarı çıkıyor Cristian sahada, Alex dışarı Cristian dursun. Maldonado’nun suçu neydi arkadaş.

Arızalar ve arızalı adamlar bildiğimiz gibi, bu
maça etki eden ekstralar Emre’nin Alex’in etkisizliği,ve Özer’in formsuzluğuydu . Gökhan Gönül biz konduramasak da bayadır kötü oynuyor. Santos’un oyunu herşeye rağmen sevindirici. O gamsız hali bu maçlarda işe yarıyor.

Kağıt üstünde güzel görünen bu skorla eve avantajlı döndüğümüzü düşünenler
yoktur herhalde , bunun nedeni de Lille’in çok hızlı bir takım oluşu. Bilica’nın, oynarsa Lugano’nun hızlarını düşünürsek , açık alanda düştükleri durumları da hatırlarsak işimiz zor. Oyunu tutan , rakibi uyutan bir oyun lazım, kulakları tıkayıp Fener bir şey oynamıyor denilen zamana dönmek lazım.Yana pas, garanti oyun, kaptırırsak herkes topun gerisine. Araya bir tane sıkıştırıp geçmek gerek bu turu. Aman gol lazım diye yüklenirsek fena.


18 Aralık 2009 Cuma

Li La Li La Lille La...Li La Liverpool...




Fenerbahçe 1 - Sheriff 0

Belki de UEFA Avrupa Ligi'nde bu sezon oynadığımız en iyi maçtı dün akşamki Sheriff maçı. Gruptan çıkmayı garantilemiş olmamız sebebiyle Daum daha önce çok fazla şans vermediği oyuncuları sürmüştü sahaya çoğunlukla. Tarjeta'nin tabiriyle onlar da haftalardır halısaha maçı yapmadıktan sonra sahaya çıkan heyecanlı futbol sevdalıları gibi mücadele ettiler, bu akşam HoAmca'nın edeceği gibi...

Santos'un defansın solunda daha verimli olduğunu gördük dün. Hem kendisi için hem bizim için en güzeli oldu. Bekir yeri olmamasına rağmen sağ kanatta gayet başarılı oynadı ve hatta ileri güzel çıkışları oldu.

Deniz'i ortada heyecanlı, topa basan, ileriye yardım eden hatta pozisyona giren bir karakterde izledik dün akşam.

Özer ilk yarı sağ kanatta görev yaptı ve yine takımı ileriye taşıyan isimdi. İkinci yarı yerine oyuna giren Mehmet ise pek etkili olamadı.

Dün akşamın en iyilerinden biri de Uğur Boral'dı. Attığı goldeki güzel vuruşu ve mücadele isteği hepimiz adına sevindirici idi.

Semih kısmen daha diri görünmesine rağmen Güiza ile birlikte daha da güçlenmeleri ve kondüsyon depolamaları gerektiği gün gibi ortada.

Son olarak; futbolla ilgilenen herkesin sevdiği ve hayranlık duyduğu dünyaca ünlü bir yıldızı, Roberto Carlos'u uğurladık dün akşam hep beraber. Ortega gibi, Hooijdonk gibi, Anelka gibi, Alex gibi ileride çocuklarımıza anlatabileceğimiz büyük bir oyuncuyu takımımızın forması altında izledik. Bunun için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum ve daha detaylı romantik bir Roberto Carlos yazısı için meydanı romantik kolpalara bırakıyorum.

6 Kasım 2009 Cuma

Fenerbahçe 3 - Steaua Bükreş 1

Diego dostumuzun sabah mesaisi oldugundan bu gecelik maç yazısı benden olacak. Devre arası konuştuğumuzda takımın ne kadar da boktan oynadığından yakınmıştık ikinci devre fena değildi. 1-0’dan sonra yaslanma alışkanlığı fena sardı takımı aynı alışkanlık 2-1 de olmuyor mesela , efsunlu bir skor halini almaya başladı, 2’yi atmadıkça rahat yok artık bize.

Takımın en ilerisinden Kazım’dan başlayalım, yine çok hareketli ama etkisizdi. Çok da ofsaytta kalıyor. Bir kekeleme durumu var , biraz top tutabilirse gerçek bir forvet alternatifi olabilir. Guiza girdikten sonra tutamadığı bir Alex pası ve yanlış kalkan bir bayrakla yine o koşularını gösterdi. Kazım’ın biraz feyz almasını umalım. Okçu bir gol atıp keşfedilme videosuna cevap verir mi diye baktım ama pek oralı olmadı. Cevap vereceği merci sayısı her geçen gün artmakta.

Gol güzeldi, erken geldi. Santos mesaiye başlamıştır umarım, ikinci yarıda yine siestaya çekilse de bundan iyisi Şam’da kayısı.

Volkan’a maç genelinde top bile gelmedi desek abartmış olmayız herhalde. Pozisyon vermedik mi peki. Verdik hem de Antalya maçında yediğimiz golün aynısından 2 pozisyon. Gökhan gereken dersi almamış gibi. Simetriğinden de gol geldi, Bilica uyudu. Niculeta veYunan oyuncu (Evet Turgay Şeren gibi oldu) arkalara sarkmayı denediler sürekli ama bizim defansın zorlandığı pozisyonlar ne hızlı gelişen ataklarda araya atılan toplar ne de çizgiden yapılan ortalar. Top karşıda rakip elinin altında ikisini de kontrol edebileceğin o güzelim anlarda şaşakalıyoruz, enteresan. Yine de yenen gole hiçbir aklı başında Fenerlinin üzüldüğünü sanmıyorum. Eğer yemesek ve devreye 1-0 girsek maç sonuna kadar eziyet çekip, Rumenlerin ateşle imtihanını seyredecektik.

İkinci devre çok o sıkıcı oyun devam ediyor diyecektik ki gol geldi. Bilica hatasını affettirdi en klasiğinden. Sonrasında rakip açıldı biz kontradaydık. Ama hep dalgalı anaforlara daldık. Hiç korner atmadan bitirdik maçı , bunun özeti de şudur kanatlara hiç inmedik. Çizgiye inmek yazmıyor bu ara kitabımızda, hiçbir hücum varyasyonumuz da yoktu, Doktor ne yana bakarsa ordan geldik.

Twente son dakikada 2-1 kazanmış, dolayısıyla Hollanda’ya grup liderliği için gidiyoruz artık. 1 puan bile alsak son hafta kulaklar Bükreş’te olmayacak.

Rıdvan boğanın yanına Alex heykeli istiyordu, az bile. Onu anlatmaya Nazım gerek. Tek başına seyirlikti ilk yarı. İkinci yarıda takımı da kattı yanına zorla. Attığı gol olağan bir Alex çalımı ve alışılmadık bir dripling sonrası geldi. Omuz verdi; kavga benimdir dedi , boğuşaraktan indi yaya. Vuruş Rüştü’ye milli maçta attığını andırdı. Onun eksiği yok mu ? Var tabi. Bir joystick. Attığı paslarda takım arkadaşlarını kontrol edebilse dört dörtlük olacak. Aldığı her topta , kafasını her kaldırışında fırçasını sallayan ressam gibiydi, o top bir adamın ayağına bu kadar mı yakışır. Bugün izlediğim röportajında futbolcu olmasam dinbilimcisi olurdum heralde dedi. Ben şimdiden kendisin müridiyim. Allah ayaklarına zeval vermesin. Gecenin sonunda Neşet ağam da onun için söylüyor şimdi:

Ne güzel yaratmış seni yaradan ,
istemem esmesin yeller incitir…

22 Ekim 2009 Perşembe

Steaua Bükreş 0 - Fenerbahçe 1

  • Alex, Güiza, Semih ve Deivid'in yokluğunda Özer ve Mehmet Topuz ilk 11'de sahadaydı ve bu forvet yokluğunda Kazım ileri uçta tek başınaydı.
  • Sanki ligler henüz başlamamış, Fener hazırlık maçına çıkmıştı.
  • Emre ve Baroni ortada iyiydi. Defans fena değildi.
  • Andre Santos takımın el freniydi. Ayağına gelen topları fazlasıyla ezdi. Müsait pozisyondaki arkadaşlarına çabuk oynamaktansa durayım etrafımda bir tur atayım falan derken top kayıpları yaptı. Kondüsyonunda ve performansındaki düşüş devam ediyor.
  • Özer ortada Topuz sağda fena değildi. Kalabalık Bükreş savunmasını uzaktan şutlarla geçmeye çalıştılar.
  • Kazım ilerde elinden geleni yaptı tek başına. Goldeki koşusu iyiydi. Belki de onu sağ açıktayken ileri doğru oynamayı öğrenmesi için birkaç hafta forvette oynatmak lazım. Her ne kadar bazı pozisyonlarda ileri doğru top isteyip sonra da geri doğru kaçsa da!!!
  • Özer'in goldeki pası tek kelimeyle süperdi, Alex'likti ve maçı kurtardı.
  • Sheriff'in de kazanmasıyla 6 puanda grupda liderliğe yükseldik.
  • Özer'i oynatıp oynatmama konusunda derviş sabrı gösteren Daum O'nu oyundan alırken tam tersi davrandı ve 70'de Özer'i Vederson ile değiştirdi. Ve yine gereksiz bir 88.dakika değişikliği ile Ali Bilgin'i oyuna aldı.
  • Vederson'u yorulan Carlos'un yerine Uğur'u da Santos'un yerine alabilirdi. Ve ille de skoru korumak için tek forveti çıkaracaksa Selçuk'u az biraz daha önce oyuna alabilirdi.

2 Ekim 2009 Cuma

Sheriff 0 - Fenerbahçe 1

Maçın kayda değer tek olayı; Semih'in defans oyuncusundan kurtulması, ortaya bakarak pasını Alex'e çıkarması ve Alex'in golü yapması.
Özer hayali, Deivid hantalı, Uğur ve Kazım faciaları, Daum inadı vs. vs. vs.

Bir tek seni sevdim gerisi yalan.

28 Ağustos 2009 Cuma

Avrupa Ligi'nde Fiksturumuz de Belli Oldu...

Uefa Avrupa Ligi Gruplarina asagida yer vermistik, az once de fikstur belli oldu...Ilk maci iceride oynamamiz avantaj, 3 puanla baslarsak gerisi gelecektir...

17.09.2009/ Fenerbahce-Twente

01.10.2009/ Steau Bukres-Fenerbahce

22.10.2009/ Fenerbahce-Sheriff

05.11.2009 / Sheriff-Fenerbahce

02.12.2009/ Fenerbahce-Steau Bukres

17.12.2009/ Twente-Fenerbahce

UEFA Avrupa Ligi Gruplari...