Şampiyonluk yarışının içinde alışılanın aksine 4 takım olması ve bu takımların ileriki haftalarda birbirleri ile oynayacakları bir çok maç ligdeki dengelerin her hafta değişmesine olanak veriyor. Gitti denilen bir haftada tekrardan yarışın içine dönebilirken, koptu denilen bir hafta sonra tokadı yiyiveriyor Anadolu'da. Kısaca bu köprünün altından daha çok sular akacak. Ama nedense bu akşamın Fenerbahçe için kırılma anı olduğu hissi dün geceden beri içimi kapladı.
Tarjeta'nın dediği gibi başka diyarlarda takımlar taraftarlarını şampiyonluğa inandırıp motive ederken, Fenerbahçe'de taraftar takımı şampiyonluğa itebiliyor ya da inandırabiliyor. Bu sebeple Fenerbahçe'nin şampiyonluk hikayelerinde taraftarının rolü hep diğerlerine göre fazla olmuştur. Bıçağın diğer tarafında ise malesef Fenerbahçenin kötü anılarındada tribünlerde hep sıkıntılar, homurtular (en büyük olmasa da) etken olmuştur.
Fenerbahçe'de her daim sahada birşeyler eksik olmuş ve bu eksikliği taraftar kapatabildiği zaman başarılar gelmiştir. 12. adam yeterince mücadele etmez, elinden geleni sahaya veremez ise sıkıntılar çıkagelmiştir. Ben, gözlerim gördüğü süreçte seyircinin itici kuvvetine ihtiyaç duymayacak kadar komple, makine gibi tıkır tıkır işleyen Fenerbahçe hatırlamıyorum. Bu nedenle 12. adama hep sahada ihtiyaç olmuştur Fenerbahçe'de.
Kanımca Fenerbahçe'nin bu farklı yapısı bu akşamı bizler için kırılma anı haline getiriyor. Ankara'da ortaya konacak mücadele ve çıkacak 3 puan bindiğimiz geminin yelkenlerini rüzgar ile doldurmaya yetecektir ki arkasına rüzgarı alan Fenerbahce geçmişte bir çok kez olduğu gibi herhangi bir şehirde herhangi bir stadtan şampiyonluğu çıkartabilir. Tersi durumda ise pusulamızı kaybetmiş olacağız. Bu noktadan sonra yarışın içinde olup olmayacağımıza ise ne yönetim ne futbol takımı karar verecek. Fenerbahçe için sezonun devamını ve kaderini taraftar belirleyecek...
4 yorum:
malesef ki taraftarın bu kdr etkili olduguna ben inanmıyorum. ya da cok cok nadir zamanlarda, maclarda kısmen senin bahsettigin kadar etkisi oldugunu dusunuyorum.
oyle olmasaydı bgn 3 puanı almıs olurduk. ama cıkıp biz oynasak, yada torres i koysak, olmadı saglik ekiplerini koysak sahaya bizim topcuların yerine belki daha iyi bir takım izlerdik.
gecmiş olsun.
ben, bgn galip gelecegimizi dusunuyordum ama olmadı. hatta olmadinin "o" su bile olmadı.
bundan sonra sampiyonluk inancım kalmamıstır. lafını da etmem.
kirildik sanki
Gaziantep maçının ilk yarısı takım çok kötüydü. İkinci yarıya çıkan takım, taraftarın tavrı ile coştu. En azından o şampiyonluk taraftarın eseriydi. Sahadaki adamı taraftar koşturdu. Ama sahada da adam vardı. Bu takıma ne taraftar ne de teknik direktör bir şey yapabilir. "Seneye" diye konuşmaya başlasak yeridir.
o şampiyonlukta taraftarın payı coktu da , 3-0 lık macı 3-0'a getiren taraftardı. Bagırmak isteyenleri engellenmisti ilk yarı.
Yorum Gönder