İşte öpen takım bu. Skoru bir kenara bırakın tribünlerdeki, televizyon başındaki hatta bütün Fenerbahçelilerin görmek istediği takım bu. 8. haftada takım müthiş bir dönüş yaparak 8'de 8 yaptı ve kendi rekorunu kırdı. Tebrik ediyorum bütün emeği geçenleri, ama en çok da sahada terinin son damlasına kadar savaşanları. Bugün, kalecisinden forvetine bütün takım oyuncuları kazanmak için herşeyi yaptılar.
Maçın bütününde üstün oynayan taraftık. Özellikle de ilk yarıda. İkinci yarı ise biraz yorulmamıza bağlı olarak Gençlerbirliği atakları ilk yarıya göre daha çoktu. Ama maçın son bölümlerine doğru onların da yorulması ve Daumun kısmen doğru oyuncu değişiklikleri ile farkı arttırmayı da bildik.
Volkan'dan başlayalım. Maçın ikinci yarısında skor 1-0 iken kurtardığı toplarla skora direk etki etti. Gayet zor topları, net gol pozisyonlarını kurtardı.
Bilica ve Lugano gayet uyumlu göründüler bu maç. Ama Bilica'yı özellikle tebrik etmek lazım. Hem ileri çıkarken çok iyi oynadı, iyi toplar iyi paslar çıkardı. Defansta da çok yerinde, kritik müdahalelerde bulundu.
Vederson ve Gökhan Gönül görevlerini yerine getirdiler, çok ekstra işler yapmasalar da takımın çok pozisyon vermemesinde katkıları oldu. Gökhan'ın tam anlamıyla hazır olmadığını söyleyebiliriz. Vederson'un ise yanında onu da oynatabilecek gününde bir Santos veya Carlos veya Özer veya Uğur ile daha iyi işler yapabileceğini gördük kısmen. Yine de ortaları daha çok çalışması lazım. Ama anti parantez Lugano'nun attığı golde ortası Alex'in kornerlerinden iyiydi.
Emre ile Baroni gayet uyumlu çok iyi işler yaptılar. Baroni de bugün kestiği toplarla göze daha çok göründü. Emre'nin ise takıma olan katkısının ne kadar büyük olduğunu sanırım bugün bütün Fenerbahçeliler görmüştür. Oyunu ileri taşıyan bir numaralı adam. Ve bununla beraber savunmaya ilerde başlayan da bir numaralı adam. Bitmeyen enerjisiyle çok iyi bir oyun çıkardı bugün. Sadece kendini çok fazla rakibe yaslayarak topu saklamasını çok sevmiyorum bazı bazı.
Mehmet Topuz her ne kadar birkaç haftadır ortada Emre'nin yerinde oynadıktan sonra sağ kanada geçmiş olsa da gayet iyi oynadı. Ortaya destek verdi. Daha da önemlisi Kazım gibi yalandan pres yaparak ilerde kalmayıp Gökhan'a destek verdi. İlk yarı çalışan tek kanadımız olan sağ kanatta iyi işler yaptı kısacası.
İlk yarıda ve değişiklik olana kadar işlemeyen ise sol kanattı. Santos bugün takımın en kötüsüydü. Sakatlıktan kurtulamamış, Kazım ile çok takılmaktan sanırım :) ayağında gereksiz top tutmalar ile abuk sabuk toplar kaybetti. Ve kondüsyonu da istenen düzeyde değildi. Carlos ile değiştirildikten sonra sol kanat işlemeye başladı ve güzel pozisyonlar geldi bu kanattan. Ayrıca malesef yalnış çıkışıyla bir golün iptaline sebep oldu ama Alex'in 2. golündeki asistiyle bu hatasını affettirdi.
Alex için birşey demeyeceğim. Selam olsun Comandante'ye.
Güiza'nın asisti güzel. Orta sahaya, zaman zaman defansa yardımcı oldu. Sakatlığının etkisi görülse de ileri uçtaki mücadelesi ile arkadaşarının boş alan bulmasına yardım etti.
Takım çok koştu ve iyi pres yaptı. Dönen topları kaçrmamaya çalıştı. Kaçırdığı zamanlarda da istisnasız Yugoslav faulü yaptı herkes ve malesef ciddi sarı kartlar gördüğümüz bir maç oldu.
Kısaca değişikliklere de değinelim. Güiza Semih değşikliği yerinde ama belki daha erken yapılabilirdi. Santos'un çıkması kesinlikle doğru hatta daha erken bile olabilirdi. Ve hatta Özer sağ kanada değil de Santos'un yerine girse daha güzel olurdu. Ne olursa olsun Özer'i sahada görmek güzel. Carlos da Vederson ile değişebilirdi. Hatta çok koşan Emre yerine Selçuk girebilirdi. Ama Daum'un da hakkını verelim Gençlerbirliği'ni iyi analiz etmiş. Gençlerbirliği çok pas yapan ve kendi alanını iyi parselleyerek iyi alan savunması yapan ve yaş ortalaması en genç takım olarak da mücadeleyi en yüksek şekilde yapan bir ekip. Gençlerbirliği'ni ancak bu şekilde pasifize edebilir ve oyunu kendi lehimize çevirebilirdik. Ayrıca takımın 90 dakika değil 180 dakika koşacak motivasyonu verdiği için de kutlayalım Daum'u ve darısı daha net daha etkili değişikliklere diyelim.
PS. Tarjeta, bu güzel maç yazısını sana bırakacaktım yola çıkacağım diye ama dayanamadım yazdım yine, bu keyifli oyun üzerine, arada güzel şeyler de yazayım diye...
Ve bu aralar tahminler tutuyor. Maçtan önce rahat kazanacağımızı kayıtlara düşmüştüm, Tarjeta'ya ve Mega'ya...
Seviyorum seni
Ekmeği tuza banıp banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
Ağzımı dayayıp musluğa, su içer gibi
2 yorum:
Son yillarin en cok keyif veren maclarindan biriydi, izlerken macin buyuk bolumunde mest olduk...Ozellikle gecen 7 haftadan sonra alinan 21 puana ragmen kafalarda soru isaretleri vardi...7 mac sonunda namaglup olan genclerbirligi ise bircoklarinca ligin turnusol kagidi ilan edilmisti mac oncesinde...
Saat 16.00da alkolikte yerimizi alip ankaragucu-galatasaray maciyla basladik bol totemle maratona, aralarda bayanlar voleybol sampiyonasi, chelsea-liverpool maci derken bizim maca kadar hem oyalandik hem de ankarali renktasin golleriyle zevkten 4 kose olduk...
Maca gelince uzun uzun yazmissin zaten, boyle oynasinlar canimi yesinler demistir bircoklari da benim gibi...Ozellikle Cristian ve Emre'nin performanslari dikkat cekici, arkasinda bu 2liyle oynadigi zaman Alex de katliyor saha ici etkinligini...Ozer'i 10 dakikalik da olsa izlemek de mutlu etti beni acikcasi...
Soylemeden gecmeyeyim solbekte Santos, onunde Ozer, sag acik Topuz, forvette Semih'li bir Fenerbahcenin hayalini kuruyorum halen...
Semih ve Guiza yi performanslarına gore donusumlu kullanmak sartı ile hayalini paylasiyorum canim :)
Yorum Gönder