7 Eylül 2010 Salı

Yobo-Bilica Şampiyonluk Getirir

Lige bakıyorsun 3 maçta 10 gol atmış, 5 gol yemiş bir takım var. Avrupa’da ise önce Şampiyonlar Ligi’nden sonra Avrupa Ligi’nden elenmiş bir takım var.

Sebebi oyun sistemi.

Fenerbahçe savunmayı önde kurduğu zaman çok pozisyon buluyor, çünkü hücum gücü çok kaliteli. Çok pozisyon veriyor çünkü geri dönmekte ağır kalan bir Lugano ve Bilica arkasına atılan her topta sıkıntı yaşıyor. Lugano’nun henüz Fenerbahçe Taraftarı’nın görmezlikten geldiği kötü performası da bu sebepten oluyor.

Ligdeki görüntü bu.

Sadece Emre’nin enerjisine bağlı Fenerbahçe orta sahası pres yediğinde dağılıyor. Baroni’nin burada gerek pas hataları gerekse fiziksel anlamda Emre’yi yalnız bırakması 60. dakikada Emre’nin de oyundan düşmesine ve Fenerbahçe ortasahasının merkezinin çökmesine neden oluyor.

Avrupadaki görüntü de bu.

Aykut Kocaman önderliğindeki Fenerbahçe transfer komitesi, Aykut Kocaman’ın kafasındaki şablona göre transfeler yaptı. Bu şablon orta sahada oyalanmayan, kontratağa hızlı çıkan ve hücum olasılıklarının bireysel yeteneklerle çoğalmasına dayalı bir sistem. Ankaraspor’da, İstanbulspor’da Jaba, Tita gibi oyuncularla oluşturduğu çatıyı bu sefer çok daha kaliteli oyuncularla oluşturdu Aykut Hoca.

Mevcut tabloda savunmayı öne kuramıyorsunuz ve elinizde de Dia, Stoch ve Niang gibi bir hücum hattı var. Bu durumda kontraatak oynamaktan başka çareniz yok. Ancak bu hızlı ayaklara pas atması gereken orta saha yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden ötürü pres yediğinde çöktüğü için, bu pas atma işi savunmaya kalıyor.

Bülent Uygun 2 sezon Sivas’la şampiyonluğa oynarken bunun 2 sebebi vardı;
1) Bilica
2) Mehmet Yıldız

Geriye yaslan, Bilica 50 metre pas atsın Mehmet Yıldız’a. Mehmet tutsun topu orada, ister sağa sola dağıtsın, ister kendi girsin rakip stoperleri dağıtsın felsefesi ile tam 2 sezon şampiyonluğa oynadı. Bu nedenle de Bilica gidince Sivas küme düşmekten zor kurtuldu. Çünkü Mehmet’e pas gidemedi, bunun için hücuma çıkıldığında Sivas savunması afalladı.

Ben de farkındayım ki Lugano iki gömlek üstündür Bilica’dan. Açık seçik Lugano’nun daha kariyerli, daha iyi bir savunmacı olduğunu da görüyorum, ancak bu işi Lugano yapamaz. Bilica yapar.

Bir de yeni transfer Yobo.

Skor avantajına sahip ya da zorlu deplasmanlarda geriye yaslanan bir Fenerbahçe’de, topu Stoch, Dia ve Niang’ın önüne atabilecek ve farkı arttıracak oyuncu Bilica ve Yobo’dur.

Tahminimce Lugano-Yobo ikilisi oynayacak ancak zaman, "bu sistemde" Bilica’yı ilk 11’e taşıyacaktır.

Devre arasında ise öyle çok flaş olmasa da olur, tempolu, top çalan Emre’nin yükünü paylaşan Hürriyet ya da Fink tarzı bir oyuncu transferi ise Fenerbahçe’yi en iyi takım konumuna getirir.

Joseph Yobo ile şampiyonluğun en büyük 2 adayından biri konumuna gelen Fenerbahçe’de bu duruma engel olabilecek sadece bir durum var.

Aykut Kocaman’ın "tecrübesizliği".

5. haftada avantajların mı yoksa bu dezavantajın mı daha baskın olduğunu daha net görebileceğiz.

Not: Yazı, daha önce olefutbol'da yayınlanmış olup yazarı YSİ'nin izin ve isteği üzerine tarafımızca da aynen yayınlanmıştır.

8 yorum:

Uğur Yorulmaz dedi ki...

"Devre arasında ise öyle çok flaş olmasa da olur, tempolu, TOP ÇALAN, Emre’nin yükünü paylaşan Hürriyet ya da Fink tarzı bir oyuncu transferi ise Fenerbahçe’yi en iyi takım konumuna getirir."

arkadaşım, fikirlerine katılmakla beraber top çalan birini istiyorsan şu anda Fenerbahçe'nin en çok top çalan oyuncusu Cristian bildiğime göre...

Diego dedi ki...

ne yani fenerbahce de sivas gibi mi oynasın. soz konusu bile olamayacak bir durum. bilica hizli adamlarımıza top mu sisirsin.
kontra atak dedigin top sisirmek degildir bi kere. hızlı cıkmaktır ve hatta mumkunse yerden cıkmaktır havadan degil. ki hava toplarını kontrol etmekle zaman kaybetme.
ayrıca bilica nın sisirmelerini lugano yapamazsa da onun dısındaki butun defans oyuncuları yada on liberolarımız yapabilir de.hadi diyelim ki yapamadi senin dedigin gibi yobo yapar. bu da yobo-lugano ikilisinin bozulmaması ve bilica nın yedek oturması icin yeterli.

fenerbahce taraftarı bilica yi futbolundan cok ahlaki degerleri ile kulube zarar verdigi icin istemiyor. yoksa zaman zaman cok iyi oynadıgı, en az lugano kadar yurekten mucadele ettigi donemler var. ama bence artık bunu yedek olarak yapacak. ve iyi de bir alternatif oldu. yobo transferini de bu acidan gayet faydali buluyorum.

ha lugano nun 2 senedir sezon baslarındaki giderim bak muhabbetlerine de ayrıca kıl olmadım degil. ama bu da yonetimin basiretsizligi. sen elini masaya vurmazsan futbolcu işine geldigi gibi at kosturmaya calişir.

cristian konusunda soylediklerine ise sanırım butun blog ahalisi katılacaktır. ama transfer sezonu bittigine gore orada mehmet topuz un denenmesi taraftarıyım. olmadi selcuk da rahat oynar.

Alkolik dedi ki...

her şey iyi hoşta devre arasında Hürriyet - Fink tarzı bir transfer kısmına takıldım ben... Böyle olcaksa hiç olmasın..İlla olcaksada GS'den Mustafa Sarpı alalım bari...ezeli rakibimize darbe vurmuş oluruz:)

aspayze dedi ki...

Biz Sivas'ın bahsedilen 2 sezonda oynadığı geriye yaslanarak oynanan oyunun birkaç gömlek üstünü Zico'nun ilk sezonunda Newcastle maçından sonra ve ikinci yılında, geçen yılda Daum ile oynadık zaten. Hem de çok daha kalitelisini ve pasa dayalısını oynadık.
Bugün yaşadığımız organizasyon bozukluğu ve fiziki kalitesizlik sorunlarını bir kenara bırakırsak; en büyük sıkıntı takımın dar bir blok halinde hareket etmemesi nedeni ile hücum vee savunma arasında kapatılamaz bir mesafe oluşmasıdır. Cristian oyunu çok daha dar bir alanda oynamaya alışmış ve pas aralarına girerek alan kapatan bir defansif orta saha tipi. Kesinlikle Aurelio gibi ikili mücadelelerde devamlılığı olan bir oyuncu değil ama ondan çok daha çabuk topu oyuna sokma gibi önemli bir niteliğe sahip. Maldonado'da aynı niteliklere sahip bir oyuncuydu, savunma ve hücum arası mesafeyi bir türlü kapatamayan Fenerbahçe'den yüzyılın bidonu olarak gönderildi.
Cristian bence Maldonado'dan daha şanssız çünkü Bilica Edu'ya göre daha fazla geriye yaslanarak oynamayı seviyor. Bu durumda zaten geri dönüşü olmayan 3-4 hücumcu ile savunmanın arasındaki inanılmaz mesafede Emre 60.dakikayı bile çıkarmakta zorlanıyor, ne yapacağını şaşıran Cristian'da iki stoperin arasına giriyor ve ortada 40-50 metrelik rakip takım oyuncularının bomboş üzerimize geldikleri bir alan kalıyor.
Aykut Hoca bu durumu çok daha önce fark edip buna uygun transfer çözümleri üretmesi gerekirken ancak testi kırıldıktan sonra gerçeği anlayabildi. Önce hücumcuları geri dönüşü daha çok olanlardan tercih etmeye çalıştı. Baktı ki sorun sadece bununla çözülecek gibi değil geri kaçan defans Kaptanını da (Bilica) geriye çok hızlı dönüş yapabilen bir oyuncu ile (Yobo) değiştirmenin yoluna gitti.
Organizasyon bozukluğunu ortadan kaldırıp, savunma hattını ileride kurarak takımı oynatabilir ve buna rağmen az gol yememizi sağlayabilirse müthiş bir Fenerbahçe izleyebiliriz. Beceremezse birbirinden kaliteli futbolculardan oluşan bir çorba izleme olasılığımız da var.

HoAmca dedi ki...

devrim değişim denen şey geriye yaslanmayan bir fenerbahçe olmalıdır. niang'a stoch'a pasları atacak adam bilica, yobo , lugano olacaksa devrim değil karşı devrim olur. bence de buradaki amac savunmayı ilerde kurmaktır. bunu yapabilecek bir ikili peşinde Aykut.

yine de 3 yabancı hakkının oynayabilecek 2 stoper icin kullanılmıs olması bence manasız. acıkcası ikinci bi emremiz olsa da iki emre ile gorse idik takımımızı

Yakup Sabri İNANKUR dedi ki...

Fenerbahçe asla Sivasspor mantığıyla oynamaz. Kontratak futbolu da "bu" demek değldir. Diego'nun söylediğini gibi kontratak hızlı çıkmaktır. Benim de kastettiğim odur. Aykut futbolculuk döneminde 103 gollü Fenerbahçe'nin gol kralıydı. Veselinoviç'in Fenerbahçesi orta sahada topu oyalamayan, Rıdvan'ın, Aykut'un ve Turhan'ın koşu yoluna Oğuz milimetrik ölçümleriyle olabildiğince çabuk topu gönderen ve keyfine bakan bir şablona sahipti. Aykut'un düşünce yapısının temelleri burada atıldı. Bu "kontratak" futbol yapısıyla aynı dönem Sacchi'nin Milan'ı almadık kupa bırakmadı. Ancak Fenerbahçe'nin sorunu bariz şekilde Baroni. Baroni'nin gitmediği yerlere giden Emre 60. dakikadan itibaren oyundan düşmeye başlıyor. Halbuki Fenerbahçe'nin Emre'ye 90 dakika ihtiyacı var. Emre'nin de enerjisini hücuma kullanmaya ihtiyacı var. Milyon dolarlar saçıp Baroni, Maldonado klasında bir oyuncuya gerek yok, çünkü Fenerbahçe kadrosu Türkiye'ni en iyi kadrosu. Emre'nin sırtında kamburu alacak basit, sıradan bir orta saha yeter. İşte bu basit sıradan adam olmadığı için aspayze'nin de dediği gibi hücum hattı ile savunma arasında 50 metrelik bir boşluk oluşuyor. Bu boşluğu aşabilen bir Fenerbahçe şampiyon olur.

Diego dedi ki...

aykut haricinde herkes baroni ye sırtımızdaki kambur gozuyle bakiyor sanırım.
dilerim baroni aykut u yakmaz. ya baroni bisiler yapmaya baslar, yada yapamayacaksa aykut bunu zamanında gorur.

noname dedi ki...

defansın göbeğindeki ikiliden sorunlu olan lugano değil bilicadır. lugano-yobo ikilisi iyi iş yapacaktır diye düşünüyorum. aykut kocaman da bilicanın beceriksizliğinin farkındadır zaten. onun için zorunluluklar dışında bilica-yobo ikilisi diye birşey olmayacaktır.